Aygül Kartal, 

Çok fal baktım.Şekillere anlam yüklüyorum ordaki kişilerle pek alakası yok ama tutuyor nasıl oluyorsa.Zaten hep birlikte içiyoruz kahveyi sonra da benim fincanıma bakıyoruz el birliğiyle.aaa o kalp mi hayır değil ya; baykuş,yok yok balık...Eğlence işte.

Ülkemizde Üniversitelerimize girişte test sınav sisteminde gösterilen başarı dikkate alınmaktadır. Sen 5 şıktan hangisi doğruyu bilen çocuğa, vay efendim hadi geldin üniversiteye sen bir bilim yap bize diyemezsiniz. Çünkü bilim, yaratıcılık, özverili çalışma, sebepleri kavrayıp sonuçları ifade edebilmektir. Şimdi hangi üniversitede gerçek bilim üretiliyor? Ben diğer bölümleri bilemeyeceğim ama eğitim fakültelerinde olan şey aynen budur: Üniversiteye gel, evvelde öğrencilere anlatılmış konulara gıdım ek konulmamış ders notlarını oku (oku diyorum çünkü derse girmek nerde!) Sonra zaman gelsin o kağıtlardan çıkan soruları vizede cevapla, finalde cevapla geç. He geçemedin mi daha kolaylarını bütte cevapla geç. 3 yılı böyle geçir sonra 4. yıl 4 sene evvel ÖSS denen maratonu tekrarla Kpss çalış ve nasıl testle geldiysen okula gene testle terk et.

Bir hukukçu olacak insan kesinlikle Dostoyevski'den Suç ve Ceza'yı okumalıdır. Aynı şekilde suç ile mücadele için çalışanlar Emrah Serbes'ten Behzat Ç.'yi okumalıdırlar. Bir anne ya da bir öğretmen kesinlikle Maria Montessori'nin Çocuk Eğitimi'ni okumalıdır. Ama en önemlisi herkes ve herkes Oktay Sinanoğlu'nun yazdığı ne varsa okumalıdır. Bye Bye Türkçe'si, Türkçe giderse Türkiye gider'i, Ne yapmalıyız'ı 2050'e beş kalası. Gerçi eminim adını dahi bilmeyenler de vardır ya...

Gotye'nin bu cover'ı da güzeldir.