Devrim Güren, 

Sanırsam en önemli sebep yaratıcı düşünmemek. Yabancı dizileri pek izlemiyorum fakat gördüklerimden hareketle diyebilirim ki bizden en önemli farkları kurgu. Yabancı senarist, yönetmen veya yapımcı bir konuyu ele alıp gerçekten çok çok iyi kurguluyor. Sahneler bir yandan gerçekçiliği sunarken kurgu yer yer gerçeğin sınırlarını zorluyor. Gerçek ve kurgu arasındaki dengeyi çok iyi kurabiliyorlar. Hal böyle olunca izleyicinin beklediğini verebiliyorlar. İzleyiciler ne salt bir kurgu ne de sokak gerçekçiliği bekliyor. Bizim dizilerimiz ise ya salt aşk ya da vurdu kırdı üzerine. Her yayınlanan bölüm sırf bir iki sahnesi için izleniyor. O sahneler de iyi olmuyor genellikle. Yukarıda bahsettiğim denge bizim dizilerimizde kurulamıyor maalesef. Böyle olunca da yabancı diziler daha iyi oluyor.

Çünkü tüketicinin tek çaresidir de ondan... Düşünün ki öğrenciliğinizin bitmesine 5-10 gün kaldı. Öğrenci evinden tüm kitaplarınızı, kişisel eşyalarınızı topladınız. Geri evin eşyası kaldı. Siz de spotçuyu aradınız ve eve gelip eşyalara bakmasını, bir fiyat teklifi vermesini istediniz. Spotçu evinize girer girmez sizin bir öğrenci olduğunuzu, eşyaları elinizden çıkarmak zorunda olduğunuzu anlar. Bu nedenle size düşük teklif verir. Diğer birçok spotçuyu da arayıp sorsanız üç aşağı beş yukarı aynı fiyatı size verir. Burada önemli olan eşyaları evden çıkmadan 1-2 ay önce satmanız. En azından spotçuya satmak zorunda olduğunuzu hissettirmemeniz. . .