Doğan Ataman, 

Polyanna'nın erkek versiyonuna yakın bir kişilik olmamdan mıdır bilmiyorum ama mutsuzluk hissettiğim konu hakkında kendimle konuşarak bu sorunun üstesinden genelde gelebiliyorum. Bence insanların mutsuz olmalarının sebebi kendilerini dinlemek ve sorunlarına çözüm aramak için yeterli zaman ayırmadıklarından kaynaklanıyor. Burada şuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Sadece neden mutsuz olduğunuzu düşünmenizi değil, bu sorunu nasıl aşabileceğinizi de düşünmeniz gerekmektedir. Ölen bir canlıdan dolayı üzülüyorsanız bile, anılarını ve felsefesini yaşatarak kendinizi mutlu edebilirsiniz. Hayatta her şeyin bir çözümü vardır. Hayat mutsuz olmak için çok ama çok kısa...

Çok toplum dışılar. Okulları bile yok (otizim vs. için bile okul varken) devlet bu adamlar normal okullara gidebilir demiş. Ağız okumaktan başka çareleri yok. Artık cep telefonu var yazarım o şekilde anlaşırım demeyin çoğu okuma yazma bilmiyor maalesef. İş bulamıyorlar. Toplum tarafından fazlaca dışlanmışlar.
Bir işaret dili tercümanı adayı olarak herkese öğrenmesini tavsiye ederim. Kısa sürede öğrenilebilen tek dil galiba... Üstelik çok eğlenceli :)

Statik elektrik gibi bir güçle, kapalı mekanlara toz girişini engelleyen bir sistem olmalı evlerde. Mesela kapı ve pencerelerin üstüne takılacak ve belli bir kütlenin altındaki her zerreciği kendine çekip toplayacak... Vileda, paspas yapmaya son...;)

On yıl bankacılık yaptım. Son beş senem ticari bankacılıkta geçti.
Şu iki sorun , bizim firmalarımızı bitiriyor:

• Güldür güldür gittiği ve kazanç sağladığı işte "daha da uzmanlaşmak ve kalıcı büyümek yerine", dur şuna da girelim, bak bunda da iyi para var vb sıçramalarla daldan dala atlamak.
• Firma sahibinin cebine üç kuruş girince, yasak aşklar, naylon sevgiliye ev tutmalar, barlar, Club'lar, "kaçak et kesme odaklı" fuar ziyaretleri, kredi ile jeep almalar, Alaçatı'da Santorini'de instagrama iki fotoğraf koyacağım diye saçılan dolarlar eurolar..

Gidin araştırın, şu iki sebep bu ülkenin ticari hayatının kamburudur, göreceksiniz.

Gerçek İslam'da 9 yaşında kızla evlenmek ve cima sünnettir. Yani kızın yaşı problem değil; ortada tek bir problem var. Bildiğim kadarıyla en azından seferiyken yeğenleri, yengeleri, kuzenleri vb düzmek serbest ama yaşı ne olursa olsun insanın kendi kızını düzmesinin serbest olmadığı konusunda Hz. Peygamber'in muhakkak bir lafı vardır. Sonuçta adam tek tek hangi akrabaların düzülebileceğini yazdırmış (kendisi okuma yazma bilmezmiş de). İşi gücü bu saçmalıklarla uğraşmak olan bu kurumun bütçesinin sağlık bakanlığının bütçesinden fazlasına sahip olması sizleri de benim gibi rahatsız etmiyor mu. Dahası bu diyanet köpeklerinin sahibi sansar davutun sahibi diktatör sözde cumhur şeysinin halkta %50 destek bulması yani bu saçmalıkları ülke halkının %50'sinin desteklemesinden rahatsız değil misiniz. Bu sapıkların arasında yaşıyoruz, sokakta gördüğünüz 2 kişiden biri yaşınıza, cinsiyetinize bakmadan sizi düzmek istiyor ve bu emeline kaba kuvvetle ulaşabileceği ortamı bulursa da tereddüt etmeyecek. . .

Hasiktirsinler.

İnsanların her yüzyılda en büyük sorunu yine insandır. İnsana insandan daha fazla zarar veren nedir ki. İnsanın en çok korkması gereken şey kendisiyken bunun değişebileceği bir döneme hiç bir zaman denk gelemeyeceğimiz gerçeği de kaçınılmaz.

Ben şahsım adına bunun bir sapıklık olduğunu düşünmüyorum. Ki sapıklık algısı çok daha farklı durumlarda ortaya çıkmakta. Bu bir tercih meselesidir. Bunun altında bir sebep olabilir, fakat bu sizin hayatınıza yaşıtınız bir kadına aşık olmaktan daha büyük problem getirmiyorsa, kendi içinizde yaşadıklarınız size zarar vermiyorsa, bu sizin için bir problem teşkil etmemeli.

Herkesin akıllı telefonu vardı. Herkes her şeyi biliyordu.Antibiyotik bulunmuş, beyin hariç her organın nakli yapılır olmuştu. Uzay otobüsleri bile vardı parası bol olanlar için. En büyük sorun sakızın orucu bozmasıydı. Ama lanet dünya yine ısınıyordu ve yine donacaktı. Biri sorun mu dedi ?

Ötekileştirilen / farklılaştırılan durumlara dem vurulması...

Okuyup arastirmayan körü körüne bağlı bir zihniyet tarzı.

Baskın olmayan . Öğrencilerin rahat bi nefes almalarına müsaade etmesi ve konuşanları feğil konuşmayanları uyarması .(aksi takdirde tek tip içine kapanık çük kafalı bir nesil ortaya çıkıyor)

Inanç ve özgüven katar. Dünyayı istediğin gibi şekillendirmeyi sağlar. Güç katar. Ne yapmak istediğini bilirsin. Insan hayali ne olursa olsun, peşinden gitmeli.. İnanç kelimesine vurgu yapmak istiyorum. Hayal edebilirsen kesinlikle yapabilirsin. Sadece yüreğini ne ölçüde ortaya koyabilirsin.. Bütün mesele bu !

Harika cevaplar verilmiş, özellikle empati kurularak verilen cevaplar çok güzel. Aslında yazılacak bir şeyde kalmamış bu nedenle kendi hayatımdan küçük Bir kesitle konuya dahil olmak istedim. Yılın 335 günü alkol kullanıyorum denebilir, kutsal geceler ramazan ve alkol yorgunu olmadığım hemen her gün içerim bazen Bir bira bazense ölçüsüz oluyor. Yeri geliyor motive ediyor, Yeri geliyor yoksunluk yaratıyor, sebepsiz yere içtiğim için olsa gerek ortam ve ruh halime göre değişik tripler içinde buluyorum kendimi. Lâkin hayatımla ilgili tüm önemli kararları aşırı alkollü iken aldım ve planladim ve şikayetçi değilim. Burada sorun sadece alkolün kimyasal zararı benim için çünkü hayat hızlı geçiyor ve yaşlanıyoruz bu beden ile yapmak istediğim daha çok şey var , sanırım böbrek ve karaciğer bir yerden sonra Yeter Lan diyecek. Ben olsam derdim 😃 ... Siz de alkolün bağımlılık yaratmadigindan yada yaratmayacagindan eminseniz motive olmak için içkiyi kullanmanızda ne sakınca olabilir ki? Ancak çok içki içen Bir adam olarak şunu demeden geçemeyeceğim. Bir toplantıya alkol kokarak gitmek bence şık değil ve hiç yapmadım benim düzenlediğim bir toplantıya katılımcılardan birisi alkollü gelse bundan da çok haz etmem.

İnsanlar arası güven olmayınca güveni güvenlik kameralarıyla sağlamaya çalıştık. Kamerayı falan bırakıp insaniyeti artıralım.

Sevgisizlik , Sevginin en büyük temel taşıda saygıdır. Biz millet olarak sevmesini bilmiyoruz çünkü saygı göstermesini bilmiyoruz karşımızdaki insanı anlamak istemiyoruz. Sonuç eğitimsizlikten kaynaklanıyor.