Haziran 2019
Dejavu Gerçeği
Dejavu
Nedir?
Bir
olayı daha önceden yaşamış olma hissine Dejavu denir. ‘’ Ben bu olayı
daha önce yaşamıştım’’ hissi oluşurken diğer yandan da aslında yaşandığının
mümkün olunmayacağını kişi bilir. Kelime
kökeni olarak Fransızca’ dan gelen sözcük, déjà (daha önceden) ve voir (görmek)
kelimelerinden oluşur, yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamış veya görülen
bir yeri daha önceden görmüş gibi hissetme, o an için yaşanılan anı daha
önceden yaşamışlık hâlinin adıdır Dejavu. Olayın daha öncesinde
yaşandığını hissedenler konu ile ilgili herhangi detay kısmını hatırlamazlar.Dejavubir hastalık olmamasına rağmen yapılan çeşitli araştırmalara göre, bu hissiyatın
sürekli tekrarlanması durumunda o zaman hastalıktan şüphelenilebilir ve bir
uzmana görünmekte fayda görülür. Bu konudaki bilimsel açıklamalar çok
önemlidir.
Dejavu
Hissinin Nedenleri
Dejavukelimesi tarihte ilk olarak 1876 yılında Fransız Fizikçi Emile Boiraç
tarafından kullanılmış, literatüre ise 1928 yılında Edward Titchener'in Bir
Psikoloji Kitabı isimli eserinde geçmiş ve bu şekilde tanımı konulmuştur. İnsan
beyni, olayları algılar ve insanda bulunan en gelişmiş araçtır buna göre Dr.
Titchener, dejavu hissini şu şekilde tanımlar: ‘’Beyin; yaşanılana,
gerçekleşene yönelik kesin bir algı üretemediyse kısmi bir algı yaratır ve bu
kısmi algı da dejavu hissinin yaşanmasına neden olur. Beynin sağ ve sol
lobu ile ilgili olan bu kısmı şu şekilde de tanımlamak mümkün. Beynin sağ lobu ile sol lobunun arasında kaynaklanan
milisaniyeden bile daha küçük bir zaman farkı nedeni ile, bir taraf diğer
taraftan önce olayı algıladığı için diğer lob sanki olayı daha önce yaşamış
gibi olur. Bilimsel açıklamasının yanı sıra seyahat etmekte dejavuhissini tetikliyor. Yeni yerlere gidip, yeni şeyler keşfetmek ile bu duygunun
tetiklendiği söylenebilir. Araştırmalar sıklıkla seyahat eden insanların bu
duyguya sıklıkla kapıldığını ortaya koyuyor.
Dejavu
Kimlerde Görülür?
Dejavu özellikle epilepsi hastalarda sıklıkla yaşanır,
yaşanılan dejavu örnekleri sık oluyor ise epilepsi olup olmadığı ile
ilgili uzmana başvurmak önemlidir. Tarih boyunca dejavu, şizofreni, şiddetli
panik ve korkuya sebep olan kaygı ve kişilik bozukluklarıyla ilişkili görülse
de hastalıklarla ilişkisi bilimsel olarak tam olarak ortaya konamamıştır.Dejavuhissi gençlikte daha fazla hissedilmesine rağmen sayı olarak demek gerekirse
ayda birden fazla olmaz. Yetişkinlerde ise bu durumun yaşanması stres,
yorgunluk, asabiyet veya farklı sebeplerden kaynaklanır. Yaş ilerledikçe, 40-50
yaşlarına gelindiğinde dejavu yaşama hissi yarıya iner. 60'larda ise senede
bir kez veya daha az görülür.
Nisan 2019
Android için offline veritabanı önerileriniz hangileridir?
Offline veritabanı derken? Veritabanları zaten data'yı lokalleştirmek için kullanılıyor. Ben herhangi bir veritabanının çalışmak için internet bağlantısına ihtiyacı olduğunu hiç duymadım. O yüzden standart sqlite'ı kullanabilirsin fakat veritabanı sorguların çok olacaksa, sürekli veritabanıyla konuşman gerekiyorsa ve veritabanının boyutu büyükse, Realm daha iyi bir seçenek olabilir. Nosql veritabanı kullanıyor ve belli işlemlerde (read query gibi) standart sqlite'a göre hız (10x) avantajı sağlıyor.
Mart 2019
Yürüyüş yapmak mı yoksa bisiklet sürmek mi daha verimlidir?
Önce verimin parametresini açıkla. Sonra nasıl ölçeceğimizi?
Keyif açısından verim mi?
Kalçanı eritmek için mi?
Total kalori mi?
Kız düşürmek için mi?
Çok yer gezerek kalori yakmak için mi?
Yani bu soruyu soranı da, soruya cevap veren sığ görüşlü ilk anladıkları söze cevap verenlere de eksi verdim.
Şubat 2019
React Native'nin geleceği nedir? Mobil uygulama geliştirme konusunda akla gelen ilk yol olabilir mi ilerleyen zamanlarda?
Olabilir. Front-end tarafında javascript kullanıyorken, back-end tarafında da kullanmaya başladık. Sonra cross-platform framework'ler çıktı. Javascript ile yazıp IOS ve Android'e çıktı alabiliyorduk ama daha çok gelişmeleri gerekiyordu. Mesela kameraya erişemiyorlardı. Şimdi ise native dillerin yapabildiği her şeyi yapmaya başladılar. Ileride React ya da Flutter gibi bir teknoloji native dillerin yerini alabilir. Zaten Android tarafında bu dil Kotlin oldu, IOS tarafında Swift. Bu ikisi de "high-level" diller ve aralarında da çok çok az fark var. Bu dilleri kullanan kullanıcılar rahatlıkla Javascript'e geciş yapabilirler. Belki augmented reality ya da çok özel bir "custom view" tasarımında geri kalabilir ama bunlar da çözülemeyecek sorunlar değil. Kısacası bu teknolojilere zaman ayırıp öğrenmekte fayda var. Çok fazla da abartmamak lazım çünkü zamanında javascript framework'leri için insanlar aynısını diyorlardı ama şu an esamesi bile okunmuyor. Yani her işte olduğu gibi orta yolu tutturmak lazım. O yolda şu an sektörde ne kullanılıyor ona yatırım yapacaksın, sonra da ilerde bu teknoloji ne hale gelir diye ona da ufak bir zaman harcayıp o konuda da kendini geliştiriceksin.
Şubat 2019
21. YÜZYIL İNSAN DEĞERLERİ VE SANAL ALEM
Hepimizin bildiği
gibi yakın bir geçmişten günümüze teknoloji ciddi
bir ilerleme katekmekte ve bu da
ister istemez insan hayatına etki etmektedir . Teknolojik gelişimler insan
oğlunun hayatını kolaylaştırdığı gibi bir çok insani ve sosyal duyglarını da
manipüle etmektedir ve gittikçe aslında
robotlaşan zihinler , üretmeyen askine
tüketen zihinler haline geliyoruz . Yakın geçmiş diyorum çünkü bundan 10 yıl
öncesini düşünün , 2008 -2009 yılları, evet yine teknoli ve hayat iç içeydi ama
sadece belirli alanlarda kolaylıklar sağlayan daha çok fiziki anlamda işimize
yarayacak ürünler ortaya koymaktaydı , şimdi ise insanı bir nevi insan ve sosyal
varlık yapan iletişim becerisi üzerinden bir ilerleme katetmekte. Bu güzel bir şey
mi ? Güzel ve doğru kulanılırsa oldukça yararlı
olabilir. Ama ne yazık ki özelikle bizim insanımız dünyaya oranla teknolojiyi
doğru kulanmada oldukça geri bir durumda
ve gün geçtikçe dahada derinleşen bir bataklığa doğru ilerliyoruz. İnsanın
sosyal bir varlık olarak nitelendirilmesi aslında insanların varoluşlarından itibaren,
birlikte yaşam alanlarını oluşturdukları zamana ve günümüze kadar gelen birlikte yaşam duygusunu
ifade etmektedir. 21. Yy da ise insanımız eski sosyal becerilerini sanal aleme
taşıma telaşına girmiş oldu ve gün geçtikçe aslında hepimiz daha yalnız daha karamsar ve gerçeklikten soyutlanmış hayatlarla var olma mücadelesi
verir olduk. Artık insanlar kendilerine ait olmayan hayatlar
, imajlar, roller, duygular, beceriler ve en
önemlisi kişilikler oluşturmaya ve yaşatmaya başladı sonuçları öyle bir can
alıcı noktaya ulaştı ki yarattığımız bu sanal yalana bizde inanır olduk , kendi
yaratığımız gerçek olmayan olgulara bağlandık ve kara bir ağ gibi bütün
benliğimizi sarmaya başladı . Peki teknoloji yi yanlış kullanmak ve organlaştırmak
bizim sadece sosyal hayatımızı mı etkiledi ? Hayır aynı zamanda ruh sağlığımızı
da ele geçirdi bu da başka bir boyutu tabi . Ruh sağlığı demek ; insanın
ruhsal ve sinirsel yönden sağlıklı olası durumudur , tabi bu kabaca sığ
bir tanım ruh sağlığı oldukça geniş boyutlarda düşüne bilirsiniz. Ruh
sağlığımızı nasıl bile bile tehlikeye attık peki ? Bunun en büyük nedeni var
olamayan benlikler yaratmakla başladık . Örneğin ; Ali , oldukça temiz ve olması
gereken bir hayat yaşamakta her gün yapması gereken monoton görevlerden başka
arkadaşlarıyla etkinlikler ve planlar yapan birisi ve her gece yastığına başını
koyduğunda o muazzam mutluluğun verdiği enerjiyle bambaşka hayaller ve güzel
düşünceler yaşamakta . Ve bir gün sanal alem denilen gerçek olmayan bir dünyayla tanıştı , aslında
o an yine kendisi olabilirdi ve yine
sağlıklı iletişim kurabilirdi hatta bu onun için bir fırsat bile olabilirdi ama
ali tüm bunların yerine yakın ve uzak çevresinin yaptığı ve aslında var olmayan ; etkinlikleri
, paylaştığı fotoğrafları, söylediği sözleri , aldığı eğitimi , ilişki durumunu vs sanal
alemde görünce içsel bir güdülenmeyle
ciddi anlamda etkilenmeye ve model almaya başladı . Öyle bir duruma geldiki ali her gün farklı bir kimliğe
bürünme gereği duydu ve ali belli bir süre sonra gerçek hayattan kopmaya sanal
alemdeki ali olmaya başladı . Ali tüm bunları yaşarken bir gün gerçek hayattaki
bir çok sorumluluğu yerine getiremediğini fark eder ve içsel bir çöküntüyle
birlikte zaten varolan kaygıyla depresif bir duruma düştü . Her akşam uyuduğunda
yarın ; bunları yapacam , bunu böyle yapacam ben ne yapmışım böyle, şunu sil ,
şunu ekle , bunu sil derken ali aslında kendi kendine yaptığı bir dünyayı yıkmaya
başlar ve her bir yıkımda kendisi daha da derin içsel birer travma almakta . Ve
artık ali her gece başını yastığa koyduğunda yarının nasıl olacağını ömrünün
nasıl geçip gittiğini nasıl bir gelecek kuracağının kabusunu yaşamaktadır . Belli
bir zaman sonra artık alinin bir tarafı yarattığı dünyayı yıkmaya ve gerçek hayatla buluşmaya
çalışırken diğer , çoğunlukta , olan tarafı ise bahaneler üretip , bir şekilde mantığa bürüme yollarını deneyip aliyi tekrar
edindiği olumsuz alışkanlıklarına geri döndürmeye çalışır . Her iki durum
arasında mücadele veren ali artık haberi bile olmadan bir çok ruhsal sıkıntılar
içine girmiştir . Bu örnekte sadece hayatımızı sanal aleme nasıl kaptırdığımızın sadece minik
bir tarafını vermek istedim bu buz dağının sadece görünen kısmı . Bu örneği
sizde kendinize uyarlayın ve kendinizi bir ali olarak düşünüp neleri nerde
nasıl yaptığınızı kendiniz göreblirsiniz ve eminim ki bir çoğumuz bunların
yanında daha nice olumsuz yanları ve değerli kayıpları sayacaktır . Tüm
gerçeklerinizle yüzleştikten sonra neleri nerde yanlış yaptığınızı lütfen not
alın ve sosyal medyadaki sanal aleminizi gözden geçirin. Her gün tanımadığınız
ve gülüp geçtiğiniz uygunsuz yorumlarda ve ön yargılarda bulunduğunuz
insanlarla empati kurun sevgi bağınızı güçlendirin var olduğunuz gibi görünün var
olmayan gerçeklikler yaratıp hayatınıza hayali benlikler kazandırmayın ve en önemlisi nasıl daha yararlı ve amaca
yönelik bir kulanım sağlayacağınızı araştırın . İnsan değerlerin sadece bütün
evrenle var olacağını sakın unutmayın , kendinize
ne kadar saygı duyulmasını istiyorsanız bütün insanlık içinde isteyin ve bütün
doğa içinde tabi , uyanıp bambaşka ufuklara yelken açın . Bu hayatı yapay
mutluluklarla geçirmeyin acısıyla tatlısıyla gerçekleriyle yaşayın o zaman daha
rahat bir uyku ve daha dinamik bir uyanıklık hali yaşarsınız. Ve sakın hayal
etmekten de korkmayın hayal edinki gelecek için bir şeyler üretesiniz ve insani
değerleinizin farkına varasınız . ‘Sen varsan ben varım sen yoksan benim
anlamım yok ‘düşüncesiyle yaklaşın tüm canlılara .