Felsefe doğruyu vermez, en iyi ihtimalle yanlışı öğretir. Fakat yanlışı öğrenmek de doğruya yaklaşmak değil midir?
Kimlik
Nefes alıp verdiğimiz, yaşamımızı sürdürdüğümüz bu hayatta kaç kere öldük? Her ölüm anından sonra yeni bir hayat başladı bizler için. Yeni hayat kavramına kalp kırıklıklarıyla, güvensizlikle, nefret ve kin ile başladık . İnsanlara olan nefretimiz her geçen gün arttı. Güvenmek istedik ama olmadı. Güvenebileceğimiz tek kişinin aynadaki yansımamız olduğuna inanmak zorunluluğunu hissettik damarlarımızda. Beynimizde bin türlü düşünce; geçmiş acılar, travmalar… Yenilenen inançlar, arkadaşlar biraz da döngü içinde yaşamayı öğrendik. Kim anlayabilir ki yaşantımızı, kafamızın içindeki düşünceleri? Sevgi nedir? Gerçek olma durumunu silmek için elimizden gelenin fazlasını yaptık. Zor olanı istedik. Kötü olmayı tercih ettik. Baktık, kavradık, oynadık ve taklit ettik. Tıpkı çocuklar gibi inandık; inanmak istedik. Kendi benliğimizden koptuk , biz kimiz?
Yaşama Dair
İnsan ancak kendisi olabilir bunun dışında başka bir şey olması mümkün değildir. Zaten güzel olan Her şey güzelliğe, tazeliğe, hoş bir kokuya ve canlılığa sahiptir. Taklit olan her şey cansız, donuk, sahte ve plastiktir. Başka biriymiş gibi rol yapabilirsiniz ama acaba kimi kandırmış olursunuz? Kendiniz dışında kimseyi kandıramazsınız. Üstelik bunun ne gibi bir amacı olabilir, bundan ne elde edersiniz? Kendinizi bilebilmeniz için önce kendiniz olmalısınız. Tüm kişilikleri tıpkı üzerinizden kıyafetlerinizi çıkartır gibi çıkartmalı ve tamamen çıplak kalmalısınız. Başlangıç oradan başlar .
"Senden başkasına inanma, bir sen varsın bu dünyada.
Bu kadar da emin olma, gördüğün her şey yalan aslında.
Bir sen kendini bil. Bir sen varsın bir de beynin.
Minnet duy beynine; Yaradılış amacını unutma.
Bir beynin için yaratıldın bir de düşünmek için.
Haydi şimdi bak bakabildiğin kadar dünyaya, duy duabildiğin kadar gürültülü seslerini. Yarattığın bu dünyaya dön bak, tekrar tekrar bak. Sonra yine minnet duy beynine. Ne güzel hazine...
Hazinenin tükeneceği gün o gün sen de öleceksin. Ölüm anını düşün. Evreni, mucizeleri düşün.Mucizenin bir parçası da sen! Haydi kalk artık çekin düzen ver kendine. Düzeldiğin halinle zihninde mucizeler yarat.
Nefes almak güzeldir.
Güzeldir yaşamak.
Yaşa dilediğin gibi.
Sorgulama, irdeleme, yargılama!
Yalnızca Yaşa ! "
Amaç
Hayata gelme amacımız tamamı ile kendimizi tanımaktan geçiyor. Kendi benliğimizi bulmak, çevremizdeki olay ve hadiseleri idrak etmek, kavramak ile çelişkileniyor. Daha iyi bir birey olabilmek, kendimize ve yaşamımızı sürdürdüğümüz hayatta bulunan canlılara karşı nasıl daha verimli, uyumlu kişi haline gelebilirsek birey olabilmenin ilk temelini onarmış olabiliriz. Bir şeylerden şikayetçiysek önce kendimizi değiştirmeye çalışalım. Değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Sonra ki adımlarda bizlere verilen en önemli hazineyi (beynimizi) bilgi edinme alışkanlığı haline getirmemiz gerekir. Gerçek olan mutluluk; bilgiden, öğrenmekten doğar ve büyür. Sonsuzluk kavramını bilinçöncesi zihnimizi iyi şeyler adına kullanmamız gerekir. Enerjimizi tamamı ile bizi kalıcı mutluluğa itecek verilerden faydalanmayı öğrenmeyi sağlamalıyız. Sonuçta iyi ya da kötü hayatta bulunan her tepki enerji ile gerçekleşiyor. Enerjimizi olumsuz yönde sarf etmeyelim.
Ruhu Dinleyin
Dünyada Yazılmış Tüm Kitapları Okusa da İnsan
Her Kitabın Özü Birdir ...
O Öz ki Her Cevabı Kendinde İçerir
RUH derler ... Fizikle Açıklanamayan
Boyutlar Ötesi Mana Işığı ...
İşte O IŞIĞA Bağlandığı Kadar İnsan
Bilgeliğe " Ermiş " Olur ...
Kutsal Kitaplarda da Yazmaz mı
Tanrı IŞIKTIR ... Nurdur ...
Lakin Fiziki Işık Değil Elbette
Güneş Benzeri Fiziksel Işıklar
ONUN Kendi Işığının Yansımasının
Milyonda Biri Dahi Olamayacak Seviyede ise
TANRI Kavramı Fizikle Anlaşılmaz ...
Ancak Örnek Getirilir Misallerle Tasvir edilir ki
O Tasvirler Gerçeği bire bir Yansıtmaz ...
GERÇEK nedir ... İnsan Bunu Ölünce Anlayacak ...
Ölüm . Yani . Egonun Terbiyesi . . .
Ağ öneriniz, seçtiğiniz kişilere gönderildi.
Seçtiğiniz kişi(ler) zaten önerdiğiniz bu ağa dahiller, başka kişi yada kişiler seçiniz.
Üzgünüz, davetiniz gönderilemedi.