1.GİRİŞ Devlet yapısı 90’lı yıllardan günümüze kadar
sürekli değişim ve dönüşüm halindedir. Bu süreçte çoğu ülkenin amacı devleti
hantal ve işlemez yapısından kurtarıp işletmeci mantığını içselleştirmiş bir
aygıta dönüştürmek olmuştur. Yine bu süreçte devlet-vatandaş ilişkisi
hükümet-seçmen ilişkisine evrilmiştir.Vatandaşa rağmen devlet değil vatandaş
için devlet anlayışı önem kazanmış olup özel sektör için elzem olan müşteri
memnuniyeti gibi vatandaş memnuniyeti de ciddiye alınır hale gelmiştir. Devlet kendi sınırları içerisinde
kullandığı vergileme yetkisini egemenlik gücünden alır. Bir vatandaş devletin
ceberrut yüzünü devletin karşısında
mükellef kimliğinde çıktığı zaman
görür.Devlet kanunlara dayanarak vergisel anlamda vatandaşlara bir çok ödev
yükleyebilir. Bu ödevlerin yerine
getirilmesi için de zor kullanma yetkisine sahiptir. Zor kullanma gücüne sahip
olan ve bir çok yetkilerle donatılmış
devletin karşısında biricik olarak bulunan vatandaşın kendi hak ve özgürlükleri
koruyabilmesi ancak kanunlarla sağlanabilmektedir. Mükellef haklarının önemi
işte tam bu noktada başlar.Devlet-mükellef ilişkilerinin yasal zemine
oturtulması yıllar boyunca süregelen çatışmaların bir kazanımıdır.
Günümüzde vergi
idarelerinin mükellefe bakış açısındaki değişim, uluslararası alanda genel
kabul görmüş ilkeler, teknolojik gelişmeler ve
mükelleflerin seçmen rolünün artmasıyla birlikte mükellef haklarına
verilen önem artmıştır.
2. MÜKELLEF HAKLARI KAVRAMI Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine
vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişidir (VUK mad. 8). Mükellef hakları ise,
üzerine vergi borcu düşen bu gerçek veya tüzel kişinin vergileme sırasında
sahip olduğu bir dizi haktır. Mükellef Hakları,
hukukun vergi mükellefine tanıdığı ve devletten vergilendirme sırasında bir şey
yapmasını veya yapmamasını talep edebileceği yetkilerdir. Mükellef hakları, vergi kanunlarının gerektirdiği veya mükellefe tanımışolduğu kazanımlardır. Yükümlülük ise, mükellefin vergi idaresine karşı
yerine getirmesi gereken ve vergi yasalarıile belirlenen görevlerdir. Vergi yükümlülüğü vergiyidoğuran olay ile birlikte gerçekleşir. Mükellef
Hakları, Vergi mükelleflerine olumlu ya da olumsuz bir talepte bulunma yetkisi
veren ve ihlal edildiğinde hukuki koruma sağlayan haklardır. Mükellef Hakları, temel insan haklarından
kaynaklanan ve anayasa, uluslararası anlaşma, kanun veya idari düzenlemelerle
korunan, mükelleflerin vergileme işlemi sırasında ileri sürebilecekleri
haklardır. 2.1
MÜKELLEF HAKLARININ TARİHSEL SÜRECİ Mükellef
haklarının tarihçesine bakacak olursak anayasacılık hareketleri, demokrasi
tarihi ve vergilendirme yetkisinin sınırlandırılması gibi üç önemli tarihsel
olgularla aynı paralelde gittiğini görmekteyiz. Çünkü herhangi bir iktidara
tabi olan insanların kamusal ihtiyaçların karşılanması amacıyla bir takım
kamusal yükümlülükler yüklenmeye başlaması, siyasal iktidarların kamusal
gelirleri toplarken bir takım kurallara uymaya itmiştir. Dünyada
vergilendirme yetkisinin sınırlarının belirlenmesi konusunda ilk kazanım
İngiltere’de gerçekleşmiştir. “Magna Carta-Büyük Şart”ın 12. Maddesi
“Krallığımızda genel oylama olmadan hiçbir vergi alınmayacak ve yardım
toplanmayacaktır, meğerki bunlar
kurtuluş akçesi, en büyük oğlumuzun şövalyeliği, en büyük kızımızın düğünü için
olsun. Bu durumlarda da ancak bir kez ve
uygun miktarlarda para toplanabilir. Londra şehrinde istenecek para
yardımlarında da aynı esas geçerlidir. ” hükmüne yer vererek verginin halkın rızası alınmadan alınmayacağını
teminat altına alarak mükellefe bir
hak ihsan etmiştir.
“Magna Carta-Büyük Şart”ın 14. Maddesi de “ Yukarıda belirtilen üç
istisna dışında bir vergi veya yardım toplanırken gerekli onayı sağlayabilmek
için krallığın başpiskoposlarını,
rahiplerini, kontlarını ve yüksek dereceli baronlarını kişisel olarak mektupla
çağıracağız. Bundan başka bizden unvan almış olanları şeriflerimiz ve
kahyalarımız aracılığı ile ve en az kırk gün öncesinden toplantı yer ve gününü
belirterek çağıracağız. Çağrı mektuplarında çağrılış nedenini de
belirteceğiz. Böylece çağrı yapıldıktan sonra, kararlaştırılan günde çağrılanlar
gelmese de, gelenlerin iradelerine uygun olarak sorunun çözümüne geçilecektir. ”
hükmüne yer vererek mükelleflere toplantıların yeri, zamanı ve toplantılara
kimlerin katılacağı nasıl çağrılacağı konusunda bilgi vererek usul yönünde
açıklama yapmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 1776
yılında ilan edilen “Virginia İnsan Hakları Bildirgesi” ile “temsilsiz vergi
olmaz” ilkesine dayanan girişimler ABD’nin bağımsızlığına giden süreci
başlatmıştır. 1789 Fransız Devriminden sonra ilan edilen
“İnsan ve Vatandaşlık Hakları Demeci” ile mükellef haklarının anayasal zeminde
korunmasının ilk adımları atılmıştır. Çağdaş anlamda mükellef hakları ile
ilgili gelişmeler mükellef bildirgeleri veya imtiyazlarının açıklanması ve bu
hakların korunmasına yönelik birimlerin oluşturulması ile gündeme gelmiştir. Dünyada vergi idarelerinin“mükellef
odaklı” yaklaşımla yeniden yapılandırılması ve mükellef haklarının ön plana
çıkmasına paralel olarak, birçok ülkede bunların açıklanmasına ve duyurulmasına
yönelik düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. 2.2. MÜKELLEF
HAKLARININ KAYNAKLARIMükellef
haklarına dayanak teşkil eden bir çok
kaynak bulunmaktadır. Bu kaynaklar iki şekilde gruplandırılabilir. 2. 2.1 TEMEL KAYNAKLAR 2. 2.1.1.ANAYASA Anayasa, siyasi otorite ve toplum arasındaki
ilişkiyi, hakları , ödevleri ve yükümlülükleri gösteren, devletin örgütlenme
şeklini ve işleyişini belirleyen kurallar bütünüdür.Anayasalarca korunan
kişisel hakları hiç şekilde çiğnenemez. Böylece mükelleflerin hakları da çerçeve
olarak korunmuş olmaktadır. Türk anayasalarında da mükellef
haklarını ilgilendiren düzenlemeler
bulunmaktadır. Örneğin, 1982 Anayasası’ndaki vergi ile ilgili düzenleme; “Vergi
Ödevi” başlığı altında md. 73 ile yapılmıştır. Bunun yanında mükellef hakları
ile ilişkili olabilecek; özel hayatın gizliliği (md. 20), mülkiyet hakkı (md.
35), hak arama hürriyeti (md. 36), dilekçe hakkı (md. 74) ’na yönelik hükümler
düzenlemiştir. Görüldüğü gibi mükellef haklarının temelleri anayasalarımızda da
şekillenmiştir.Esas itibariyle mükellef hakları konusunda anayasada ayrı bir
madde yer almamasına rağmen; anayasal ilkeler itibariyle bir koruma
sağlanmaktadır.
2. 2.1. 2. KANUN Kanun veya yasa, bir anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca
meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Kanunlar, tüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının
tümüne mevzuat denir. Dar anlamında kanun, yasama organınca yapılan kanun
adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukukla paralel anlamlılık taşır ancak hukukun öğelerinden sadece
biri ve hukuk kaynaklarından sadece biridir. Vergi
mükelleflerine haklar sağlayan kanunlar yalnızca vergi kanunları değildir.
Vergi usulünün özel usul yasaları ile düzenlenmediği yerde genel idari usul
yasaları da vergi mükelleflerine koruma sağlamaktadır. Örneğin, Amerika
Birleşik Devletleri’nde “Bilgi Alma Kanunu” vergi mükellefleri için vergi
idaresinden bilgi alabilmek için kullanılabilir bir kanun durumundadır. Yine
aynı şekilde Avustralya’da, vergi idaresi çalışanlarının vergi mükelleflerine
tarafsız davranmasını gerekli kılan “Kamu Hizmetleri Kanunu”, vergi idaresi
hakkındaki şikayetleri araştırma yetkisine sahip “kamu denetçisi” kurumunu
düzenleyen “Ombudsman Kanunu”, federal mahkemeler tarafından vergi idaresinin
kararlarını alırken yetkisini makul
sınırlar içerisinde kullanıp kullanmadığının gözden geçirilmesi ile ilgili
“İdari Kararların Yargısal Gözden Geçirilmesi Kanunu”, vergi idaresinin vergi
mükellefleri ile ilgi bilgi toplarken ve bu bilgileri kullanırken bireyin özel
hayatının gizliliğinin korunmasını sağlayan “Özel Hayatın Gizliliği Kanunu” ve vergi idaresi ve
çalışanlarının ırk, renk, din, cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmalarını engelleyen
“Irk Ayrımcılığı Kanunu” gibi kanunlar da vergi mükelleflerine haklar sağlamaktadır. Türk vergi sisteminde de
VUK’un çeşitli maddelerinde dağınık olarak düzenlenen hakların yanı sıra Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, İdari
Yargılama Usulü Kanunu’nda mükellef hakları ile ilgili düzenlemeler mevcuttur. 2. 2.1. 3. ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR Uluslararası antlaşmalar mükellef
haklarının belirlenmesine ve düzenlenmesine
yönelik kaynaklardır.Bazı uluslararası antlaşmalarda, birçok ülkeninanayasasında veya vergi kanunlarında mükellef hakları
ile ilgili dolaylı ve doğrudan düzenlemeler vardır. Uluslararası alandaki insan
hakları sözleşmeleri, ekonomik bütünleşme anlaşmaları ve çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşmalarında ki temel insan
haklarının güvence altına alınmasına yönelikdüzenlemelerle mükellef haklarının korunması sağlanmıştır. 2.2. 2. YARDIMCI KAYNAKLAR2.2. 2.1 Mükellef Hakları Bildirgesi
Mükellef hakları bildirgesi vergi
mükelleflerine, anayasa – uluslararası sözleşme – yasa – idari düzenleyici
işlemlerde yazılı asli ve tali haklarına ilişkin uygulamalarda, idareden bir
şey yapmasını veya yapmamasını talep yetkisi veren bir bildiridir. Mükellef hakları bildirgeleri
mükelleflerin vergileme ile olan ilişkilerindeki haklarını anlaşılır bir dille
açıklamaya ve özetlemeye çalışır, bu yolla mükellefler için çok daha
ulaşılabilir ve anlaşılır olmaktadır. Mükellef Hakları Bildirgeleri daha çok kanun
şeklinde düzenlenmiş ve hükümleri daha fazla mükellef hakkı sağlanmasına
odaklanmıştır. Bunlar kanun şeklinde çıkarıldığından, mükellef haklarına yasal
koruma sağlamaktadır. Birçok ülkede yaygın olarak kullanılan Mükellef Hakları
İmtiyazları şeklindeki idari düzenlemeler ise sadece vergi idaresinin mükellef
haklarını açıklamasından ibarettir. Bu idari düzenlemeler, vergi mükelleflerine
vergi idaresi ile olan ilişkilerinde kolaylık ve etkin koruma sağlar. Ayrıca,
vergileme sürecinde belirliliği artırdığından, mükelleflerin vergi kanunlarına
gönüllü uyumunun artmasına yardımcı olur. 2.2. 2.1. 2 Dünya Mükellef Hakları
BildirgeleriØ
Kanada (Declaration of Taxpayer’s Rights -
1985) Ø
İngilter(Taxpayer Charter - 1986)Ø
Yeni Zelanda (Statement of Principles - 1986) Ø
Fransa (Charte du Contribuable - 1987) Ø
Amerika Birleşik
Devletleri (Taxpayer Bill of Rights – 1988) Ø
Avustralya (The
Australian Taxpayers’ Charter - 1997) 2.2. 2.1. 3 Ülkemizdeki Mükellef Hakları BildirgesiÜlkemizde de yeniden yapılanan Türk Gelir
İdaresi, vergileme işlemlerine ve mükelleflerine gösterdiği mükellef odaklı
yaklaşımın doğal bir sonucu olarak, mükelleflerin halihazırda var olan
haklarını gündeme getirip, bu konuya dikkat çekilmesi amacıyla, Şubat 2006’da
“Mükellef Hakları Bildirgesi”ni yayınlamıştır. 2006 yılında yayınlanan bildirge kanuni
statüde düzenlenmemiş olup, sadece idarenin mükelleflerin hakları konusunda
sistemli ve kısa bir beyanını içermektedir.2.3. MÜKELLEF HAKLARININ
SINIFLANDIRILMASI Mükellef hakları iki temel gruba
ayrılabilir. “Genel haklar” (temel
haklar) olarak da isimlendirilen birinci gruptaki haklar, vergi kanunların
uygunluğu, temel işleyişi ve geçerliliği ile ilgili mükelleflerin görmek
istedikleri doğruluk ve etkinliği içerirler. Bu haklar vergi idaresi ile
mükellef arasındaki ilişkilerde ortaya çıkarlar.“Özel
haklar” (ikincil haklar) olarak da isimlendirilen haklar ise vergi
kanunlarındaki özel durumlar, işlemler ve uygulamalar ile ilgilidir. Bu haklar
vergi kanunlarının uygulanmasında esas alınacak usul sürecine yoğunlaşırlar.2.3.1.GENEL HAKLAR·
Adil, Eşit ve Saygılı
Hizmet Alma Hakkı:Vergi idaresinin mükelleflere saygılı ve nezaket kuralları içerisinde
davranması, yetkisini tarafsız ve adil kullanması gerekliliğini ifade etmektedir. ·
Bilgi Alma Hakkı: Mükelleflerin, gerek vergi sisteminin işleyişi konusunda genel,
gerekse kendilerine yönelik sübjektif-bireysel idari işlemler konusunda özel
bilgili talep edebilme hakkıdır.Anayasanın 74. Ve 20. Maddesinde
düzenlenmiştir. Ayrıca Bilgi Edinme Kanununda da hüküm vardır.·
Başvuru
Hakkı: Mükelleflerin
vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözümlenmesi için idari aşamada itiraz
veya şikâyet yollarına başvurmaları ve/veya yargı yoluna başvurabilmektedirler.
·
İdari
Yollara Başvurma Hakkı:Uzlaşma,
Hataların düzeltilmesi, Şikayet - Maliye Bakanlığına başvuru, ·
Kamu
Denetçisine (Ombudsman) Başvuru Hakkı·
Yargı
Yoluna Başvurma Hakkı:
Anayasanın 36. Maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde dava açma hakkına sahiptir. ”·
AYM’ye
Bireysel Başvuru Hakkı.·
Mükelleflere
İlişkin Bilgilerin Gizliliği Hakkı:
Mükellef bilgilerinin gizli tutulması ve mahkemeler dışında hiçbir kuruma
verilmemesini ifade eder. Anayasa’nın
20. Maddesi ile VUK’un 5. Maddesinde düzenlenmiş.·
Temsilci
Kullanma Hakkı: Mükellefler Mali Müşavir veya Avukatları temsilci olarak
kullanabilmektedir. Vergileme açısından temsilci kullanılabilmesi için bunun
için özel yetki verildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir.·
Vergilemede
Belirlilik Hakkı:Mükelleflerin
yürüttükleri faaliyetlerin vergiye ilişkin sonuçlarını önceden bilmelerini
ifade etmektedir. Hukuki güvenlik ilkesi çerçevesinde vergi kanunlarının
belirli, anlaşılır ve istikrarlı olması ve geriye yürümemesi şeklinde ortaya
çıkmaktadır.·
Özel
Hayatın Gizliliği Hakkı: Vergi
idaresi tarafından mükellefin evine ve işyerine girilerek özel hayatına
müdahale edilmesini sıkı kurallara bağlamaktadır. Vergi mükellefleri vergi
idaresinin gereksiz biçimde özel hayatlarına müdahale etmemesini bekleme
hakkına sahiptirler.2.3. 2. ÖZEL HAKLAR 2.3. 2.1
Vergilendirme Sırasındaki Haklar ·
Mükelleflere
“Pişmanlık ve Islah” müessesesinden yararlanma hakkı.(VUK,
md. 371)·
Beyannamelerini ihtirazı kayıtla verme hakkı:Mükellefler beyannamelerine ihtirazı kayıt
düşerek dava açma haklarını saklı tutabilmektedirler.·
Tarh ve Tebliğ Zamanaşımından yararlanma hakkı: Tarh ve tebliğ işlemleri (VUK md. 114)
belli sürede yapılmazsa borç ortadan kalkar.·
Ceza
Kesme Zamanaşımından yararlanma hakkı: Mükellefe ceza kesme işlemleri (VUK md. 374)
belli sürede yapılmazsa borç ortadan kalkar.·
Ceza Kesilmesinin Engellenmesi hakkı: Yanılma ve görüş değişikliği (VUK md. 369)
veya mücbir sebep (VUK md. 13)
hallerinin varlığında mükellefe ceza kesilmesi engellenmiştir.·
Süre Verilmesi hakkı: Zor durum (VUK md. 17) ve bilgi
isteme (VUK md. 148) hallerinde mükellefe belirli sürelerin tanınması.2.3. 2.2. Tahsilat
Sırasındaki Haklar·
Tahsil
Zamanaşımından yararlanma hakkı:
Tahsil işlemleri belli sürede yapılmazsa borç ortadan kalkar.·
Tecil
ve taksitlendirmeden yararlanma hakkı :
Çok zor duruma düşen borçlular Kanunda belirtilen şartları sağlamaları halinde
yararlanabilirler.·
Terkinden
yararlanma hakk: Terkin özellikle doğal afetler nedeniyle
zarar görenlerin yararlanabileceği haktır.·
Cezalarda
indirimden yararlanma hakkı:
Mükellefe kesilen Vergi Ziyaı Cezası, usulsüzlük cezaları kanunda belirtilen şartlar
dahilinde indirim konusu yapılmaktadır.2.3. 2.3. İdari
Çözüm Yolları Sırasındaki Haklar·
Vergi
hatalarının düzeltilmesini isteme hakkı: Vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan
hataların düzeltilmesi istenebilir. ·
Uzlaşma
hakkı: Mükellefler
adlarına tarh edilen vergi ve kesilen
cezalardan kurtulmak için Tarhiyat Öncesi Uzlaşma veya Tarhiyat Sonrası Uzlaşma
imkanından yararlanabilirler. ·
Şikayet
yoluyla üst makama başvuru hakkı:Mükellefler
üst makam olarak Maliye Bakanlığı’na başvurabilirler.2.3. 2.4 Vergi
Yargılaması Sırasındaki Haklar - Mükellefler yargılamanın makul
sürede yapılmasını talep edebilirler
- Yargılama sırasında mükellefler
Adil Yargılanma ve Susma hakkından
yararlanabilirler.
- Yargılama sürecinde mükelleflerin
durumunu her türlü delille ispat etme hakkı vardır.
- Dava sırasında Duruşma ve Yürütmeyi durdurma talebinde bulunma
hakkı var.
- Yargılama sırasında adli yardım
talep etme veya avukat bulundurma
hakkı vardır
2.3. 2. 5. Vergi
Denetimi Sırasındaki Haklar- Denetim elemanlarının kimlik göstermeleri
- Denetim
kapsamı, süreci ve bu süreçte yapılacak işler hakkında bilgi vermeleri
- Denetimin
uygun yer (İşyeri) ve zamanda (Mesai saatleri içinde) yapılması.
- Denetim
sırasında mükellef faaliyetini aksattırılmamalı, malına ve özel hayatına
saygı gösterilmeli.
- İncelemenin
belli süre içinde bitirilmesini isteme.
·
Mükellefle işbirliğine gidilmesi, itiraz ve
yargı yoluna başvurma ile ilgili haklarının açıklanması. 2.4. MÜKELLEF HAKLARINA İLİŞKİN DÜNYA
ÖRNEKLERİ2.4. 1. Vergi OmbudsmanıVatandaşların temel hak ve
özgürlüklerinin birbirlerine karşı korunmasıyla birlikte kamu idarelerine karşı
korunması ve güvence altına alınması demokratik toplumların özelliklerindendir.
Ombudsman kurumu diğer denetim mekanizmalarına ilave olarak bireyin haklarının
korunması ve iyi işleyen bir idarenin gerçekleşmesi amacıyla kurulur. Diğer
denetim mekanizmaları yanında bu kuruma başvurunun basit, hızlı ve masrafsız
olması; ayrıca kurumun bağımsızlığının varlığı ve olaylara insan hakları
bağlamında bakması tercih edilen bir denetim mekanizması olmasını sağlamıştır. Bu kurumun oluşturulmasının nedeni genel
ombudsmandan önce görülen sorunların farklılığına karşı bir tepkidir. Bu yüzden
uzmanlık, çeviklik, etkinlik, duyarlılık, vergi davalarının azalması ve
vergilendirmenin içsel sorunları özel bir vergi ombudsmanı kurulmasını zorunlu
hale getirmiştir. Ayrıca, modern bir vergi idaresinin ana özelliklerinden biri
organizasyonun iç durumuna ve sahip olduğu amaçlara yönelmesinden çok mükellef
hizmetlerine adanmış bir yönetime odaklanmasıdır. Tüm bunlar “uyum felsefesi”
olarak adlandırılan günümüz vergi idaresi eğilimini karşılamaktadır. 2.4. 1. 2. Avustralya’da Vergilendirme
Ombudsmanı (Taxation Ombudsman) Ombudsman kurumunu düzenleyen 1976 yılı
Ombudsman Kanunu’nda 1995 yılında değişiklikler yapılarak “Vergilendirme
Ombudsmanı” kurulmuştur. Bu değişim Parlamento
Devlet Hesapları Karma Komisyonu (Joint Committee of Public Account) ’nun ATO’nun işlem şikayetlerine odaklanmasını
tavsiyesinin bir sonucudur. Ombudsmanın araştırmaları kanunun
belirlediği kriterler doğrultusunda yapılmaktadır. Bir şikayetin araştırılması
ATO’nun işlemlerinin hukuka uygun olmadığı, mantıksız olduğu, haksız olduğu,
uygunsuz olduğu, kanunun veya bilginin hatalı olduğu noktasında mümkündür.
Vergilendirme Ombudsmanı aynı zamanda ATO tarafından uygulanan bir hukuki hükme
yada takip edilen idari prosedüre karşı da araştırma yapabilir. Fakat bunları
düzeltemez, bunlar hakkında sadece uygun düzeltici işlem tavsiye edebilir. 2.4. 1. 3 Mükellefin
Avukatı İdaresi
Mükellefin Avukatı İdaresi
Amerika’da uygulama alanı bulan bir kurumdur. Amerika’da 1979’da IRS (İç Gelir İdaresi) ’de
mükelleflere temel savunma hizmeti veren Mükellef Ombudsmanı Ofisi kurulmuştur. Görevler:·
Mükelleflere
IRS ile olan problemlerin çözümünde yardımcı olmak, ·
Mükelleflerin
IRS ile ilgili problemlere sahip olduğu alanları tespit etmek, ·
Tespit
edilmiş problemleri azaltmaya yönelik IRS’nin idari uygulamalarında
değişiklikler önermek, ·
Problemleri
azaltmaya uygun olabilecek yasal değişiklik belirlemek. Yetkiler : - Mükellef Savunma Direktifi (Taxpayer Advocate
Directive – TAD) :Kurum bu yolla, IRS’ye
mükellef haklarını korumak, yanlış vergi yükümlülüklerini önlemek veya
eşit muameleyi sağlamak için bir özel idari işlem hakkında soru sorabilir.
- Mükellef Yardım Emri (Taxpayer Assistance Order –
TAO) :Bu yol, vergi tahsilatının
kesintisini ve mükellef haklarını ihlal edebilecek diğer idari eylemleri
sekteye uğratacak durumları önlemek için IRS’ye emir vermeyi içerir.
Ulusal Mükellef Avukatı, bir vergi
mükellefi önemli bir sıkıntıya maruz kaldığı zaman veya iç gelir kanunu
usulünün sonucu olan önemli bir
zarar hakkında TAO yayınlayabilir.
Kaynakça
Çetin GÜNEŞ, Mükellef
Hakları ve Vergiye Gönüllü Uyum, Manisa, 2010 Gerçek ADNAN, VERGİLEMEDE
MÜKELLEF HAKLARI VE TÜRKİYE'DEKİ DURUMUN İNCELENMESİ, VERGİ
SORUNLARI Dergisi, Yıl 29, Sayı 209,
Şubat 2006, ss. 121-149 Türkiye'de vergilerin meşruiyetinin
sağlanmasında mükellef haklarının önemi ve anayasal dayanaklarının belirlenmesi, İnan
ALPER, 2008 İzmirGerçek ADNAN, VERGİLEMEDE MÜKELLEF HAKLARI VE TÜRKİYE'DEKİ
DURUMUN İNCELENMESİ, VERGİ SORUNLARI
Dergisi, Yıl 29, Sayı 209, Şubat 2006, ss. 121-149 Türköne
MÜMTAZ’ER, Siyaset, Lotus Yayınevi, 8. Baskı, s. 74 Bakar FERİDE, Mükellef hakları ve Türkiye'de Mükellef Haklarının
Korunmasına Yönelik Öneriler, Bursa, 2011 tr.wikipedia.org/wiki/kanun_(hukuk)
Doğan Kestane,
“Çağdaş bir Denetim
Organizasyonu Olarak Ombudsmanlık
(Kamu Denetçiliği) ”,
Maliye
Dergisi, S. 151, Temmuz-Aralık, 2006