M.H.P (Milliyetçi Hareket Partisi)

Çağa göre doğru iktisat politikaları izleyemediler ya da izlemekte geç kaldırlar. Bu, büyük resim. Resme yakından bakılırsa, sanayiye nasıl teşvik verilecek, tarım nasıl desteklenecek, hangi konularda araştırma-geliştirme faaliyetleri yürütülecek, kamu sektörü hangi alanlarda yer alacak, özel sektör nasıl oluşturulacak gibi konular açığa çıkıyor. Kısacası bir organizasyon eksikliği, bir düzensizlik vardı.

Bir diğer önemli konu ise insana ne şekilde yatırım yapılacağı, ülkenin insan kaynağının nasıl değerlendireleceği konuları zayıftı.

Nasıl olmalarını mı isterim? Ne görüşü savunurlarsa savunsunlar evvela gerçek bir Türkiye haritasını çıkarmalılar. Türkiye'yi iyi anlıyor olabilirler ama az gelişmişliğimiz daha da iyi anlamaları gerektiğine işaret ediyor.

Bir de Türkiye demokrasisinin gerçek anlamda en büyük eksikliği merkez sağda gerçek anlamda ya da gerçeğe yakın bir şekilde liberal parti olamayaşıdır. Liberalizm, tıpkı pekmezle tahinin karıştırıldığı gibi muhafazakârlıkla karıştırılıp halkın önüne sunulur.

Selocan güzel konuşmuş.

Belgi Saygı (@belgisaygi) hocama da katılarak; hepsi suçludur diyorum.
İnsan ölmüş insan. Ne demek bulalım mı bulmayalım mı. Dünyada ki en büyük suç bir insanın başka bir insanı öldürmesidir. Bu nedenle;
Devletin ilk işi insan ölümünün önüne geçmeye çabalamaktır.
İnsana yakışır bir medeniyet içerisinde yaşamak istiyorsak ilk önceliğimiz ne uğruna olursa olsun insan ölümlerinin önüne geçmektir.
Ayrıca hayvan beyninden farkımız var deyip kendimizi üstün görüyorsak artık şu zaman aşımı Hikayesini de Adalet Sistemimizden kaldırıp atmalıyız.

İlk ikisi suçlu sanki:)

Herkesin kisisel gorusu farkli olabiliyor. Herkesin fikirlerine saygi duymamiz gerekli bu durumda.

Bana göre buradaHakan (@hakkan) 'ın sözünü ettiği gençlik ileBazarov (@kaisersoze) 'un sözünü ettiği gençlik aynı değil. Bir nesil var ki gezide yer alan gençliğini ancak yaşamaya başlayan ve reklamı sevmeyen, bir de çok seven ki onlar orada değillerdi. İşte öyle, aylar sonra daldım bir muhabbete ama hayırlısı...
Ayrıca geziciler kendi içlerinde andılar zaten, burada bunu bilen var bilmeyen var, deklare etmeye ne gerek var?
Ama 2. Yıl dönümü kutlamasına beş gün kaldı, hayırlısıyla. .

Belki de göründüğü kadar büyük değildi.

Neresinden bakarsanız bakın gezi çağının dinamiklerini barındıran,modern bir direnişti. Bu modernliği gerek sosyal medya örgütlenmesinden, gerek sıra dışı akılcı tepkilerinden, gerek katılan ekiplerin marjinalliğinden kolayca fark edebiliriz. Ancak bu modernlik olumsuz yönleri de daha ilk gününden içinde barındırıyordu.

21. Yüzyıl dünyasında; bilinçsiz, internet bağımlısı, görüntü düşkünü gençlikle yapılan direnişlerden ben bundan fazlasını beklemiyorum. O günlerde güzel bir atmosfer oluştu insanlar ve bilhassa gençlik tam anlamıyla gaza geldi, gezi olayları popi oldu ya da bir diğer tabirle trend topic oldu ve çok büyük bir ekip dahil oldu. Güzel de oldu. Ancak benim o günlerde dahi şaşırdığım nokta şuydu ki eyleme katılan kalabalıklar öyle çok bilinçli, toplumsal olaylara karşı duyarlı, haklarının ve sorumluluklarının farkında kişiler değildi ama bir şekilde; belki konu ağaç olduğundan belki hükümetin yaptıkları insanların canına tak ettiğinden o sinerji oluştu.

O hava geçince de insanlar kendi hallerine döndüler. Yine apolitikler, yine benciller, yine cahiller ve yine tüketiciler. Biliyorum bazıları bunları hiç kendine yakıştıramaz ve gelip burada kahramanlık hikayeleri bile anlatmaya başlayabilirler ama benim gözlemim bu şekilde.

SevgiliHakan (@hakkan) ın söylediği reklam sevmeme konusuna ise hiç ama hiç katılmıyorum. Bu nesil reklamı çok sever. Sergilemeyi, göstermeyi, onaylanmayı çok önemser. Kıl olan geziciler ya da bence akılcı diyelim geziyi hala her yıl hatta her gün her saniye aklında tutanlardır. Onlar için yıl dönümü de ne saçmalıktır ki..

Şaman Balyoz davasında tutuklamalarda serbest bırakmalarda keyfi oldu . Bir sindirme , yıldırma , ayıklama operasyonunda harcanan bu kişiler aynı zamanda Türkiye'de hukuğun da işlemez duruma geldiğini gözler önüne serdi . Sürü destekli dikdatörün ve havuz medyasının kuklası durumunda olan bir hukuk sistemi var artık . Bu da hiç bir muhalifin hatta muhalif olmasa bile işi bittiğinde kendi yandaş ve destekçilerinin bile güvende olmadığı anlamına gelir . 17-25 Aralık sürecinde dijital verilerin kendi aleyhlerinde delil olması ihtimali korkusuyla bu komedyalar trajedisine bir son verilmiş oldu sadece.

Cesur dediniz cesur yazayım. Zorunlu din dersi devletin laik düşüncedeki insanlara tecavüzüdür. Bu tecavüz hiç sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.

Yobazların da eğitime ihtiyaçları var. Din dersleri de görerek hem bilgi hemde kültür seviyesi yükselmesinden korkanlar protesto ediyor uygulamayı. Öğrenmeden eleştirmenin cahillik olduğu hususunda mutabakat var sanırım...