Obsesif - Kompulsif Bozukluk (Bipolar Bo...

• Aşırı titizlik, temizlik: Hasta eline toz konsa bile bunu ortadan kaldırma ihtiyacı hisseder. Sık sık elini yıkama, uzun süre banyoda kalma, yıkanılan yeri defalarca yıkama gibi...
• Kişinin kendisinin gereksiz/yersiz olduğunu bilerek sürekli tekrarladığı, vazgeçemediği fikirler/hareketler: Genelde cinsel saplantı kökenli fikirlerdir. Göz kırpma gibi hareketler de buna örnektir. Tecavüz etme/edilme korkusu, cinsel organa bakma, aile yakınlarına cinsel arzu duyuyormuş gibi bir hisse kapılma gibi takıntılardır.
• Başkasını incitme: Hasta kendini ruhen veya bedenen başkasını incitmek zorunda hisseder. Mesela bir bebeği acıtacak kadar çimdikler, yok yere huzursuzluk çıkarabilir.
• Simetri/aşırı düzen: Mükemmeliyetçi bir şekilde düzen hastalığı vardır. Hastanın gözünde her şey yamuktur/eğridir. Hasta çok az bir eğrilik veya dağınıklık görse bile bunu düzeltme ihtiyacı doğar.
• Kontrol etme: Hasta yaptığı işten emin olamayıp defalarca kontrol eder ve bu ilerleyince gerçekten büyük bir sorun olur. Su, doğal gaz, tüp gaz, kapı, pencere gibi aletlerin en az üç defa kontrol edilmesi gibi...

• Ani duygu değişimlerine sahiptir. Tepkilerini kestiremezsiniz.
• Size aşırı iyi veya aşırı kötü davranabilirler.
• Çok hızlı konuşurlar.
• Düşüncesiz hareket ederler.
• Bir şey yaparken sonuçlarını düşünmezler.

Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bu amaçla iki tedavi yöntemi kullanılmaktadır:

1. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak

2. Bilişsel davranışçı tedavi uygulamak

Hastaların hastalıkları konusunda kendilerini eğitmeleri çok önemlidir.

Tedavinin başlarında bilişsel ve davranışçı tedaviyi oturtmak ve tedavi dozunu ayarlamak amacı ile haftada en az bir kez doktor kontrolüne gitmek gerekir. Hastalık yatıştıkça kontroller seyrekleşir, tamamen düzeldikten sonra da yılda bir kez bile olsa kontrole gitmekte fayda vardır.

İyileştikten sonra belirtiler tekrar başlar ve kognitif davranışçı tekniklerle kontrol edilemez ise, beklenmeyen ilaç yan etkileri görülürse, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi başka ruhsal hastalık belirtileri görülürse veya bir yakınını kaybetmek gibi hastalığı kötü etkileyebilecek önemli bir yaşam olayı ile karşılaşılırsa vakit kaybetmeden psikiyatriste başvurmak gerekir.

Hastalığın tedavisi uzun süreli ve hastayı çok zorlayıcıdır. Tedavi süresince hastanın kendi kaygısını kontrol etmesi gerekir ki bu bazen imkansız hale gelebilir. Böyle yorucu bir tedaviyi geçtikten sonra aniden tedaviyi kesmek kesinlikle önerilmez. Tedavinin seyri sırasında tedavi ile ilgili sorunlar ortaya çıktığında bunun doktor ile paylaşılmasında fayda vardır.