Hepimizin bildiği
gibi yakın bir geçmişten günümüze teknoloji ciddi
bir ilerleme katekmekte ve bu da
ister istemez insan hayatına etki etmektedir . Teknolojik gelişimler insan
oğlunun hayatını kolaylaştırdığı gibi bir çok insani ve sosyal duyglarını da
manipüle etmektedir ve gittikçe aslında
robotlaşan zihinler , üretmeyen askine
tüketen zihinler haline geliyoruz . Yakın geçmiş diyorum çünkü bundan 10 yıl
öncesini düşünün , 2008 -2009 yılları, evet yine teknoli ve hayat iç içeydi ama
sadece belirli alanlarda kolaylıklar sağlayan daha çok fiziki anlamda işimize
yarayacak ürünler ortaya koymaktaydı , şimdi ise insanı bir nevi insan ve sosyal
varlık yapan iletişim becerisi üzerinden bir ilerleme katetmekte. Bu güzel bir şey
mi ? Güzel ve doğru kulanılırsa oldukça yararlı
olabilir. Ama ne yazık ki özelikle bizim insanımız dünyaya oranla teknolojiyi
doğru kulanmada oldukça geri bir durumda
ve gün geçtikçe dahada derinleşen bir bataklığa doğru ilerliyoruz. İnsanın
sosyal bir varlık olarak nitelendirilmesi aslında insanların varoluşlarından itibaren,
birlikte yaşam alanlarını oluşturdukları zamana ve günümüze kadar gelen birlikte yaşam duygusunu
ifade etmektedir. 21. Yy da ise insanımız eski sosyal becerilerini sanal aleme
taşıma telaşına girmiş oldu ve gün geçtikçe aslında hepimiz daha yalnız daha karamsar ve gerçeklikten soyutlanmış hayatlarla var olma mücadelesi
verir olduk. Artık insanlar kendilerine ait olmayan hayatlar
, imajlar, roller, duygular, beceriler ve en
önemlisi kişilikler oluşturmaya ve yaşatmaya başladı sonuçları öyle bir can
alıcı noktaya ulaştı ki yarattığımız bu sanal yalana bizde inanır olduk , kendi
yaratığımız gerçek olmayan olgulara bağlandık ve kara bir ağ gibi bütün
benliğimizi sarmaya başladı . Peki teknoloji yi yanlış kullanmak ve organlaştırmak
bizim sadece sosyal hayatımızı mı etkiledi ? Hayır aynı zamanda ruh sağlığımızı
da ele geçirdi bu da başka bir boyutu tabi . Ruh sağlığı demek ; insanın
ruhsal ve sinirsel yönden sağlıklı olası durumudur , tabi bu kabaca sığ
bir tanım ruh sağlığı oldukça geniş boyutlarda düşüne bilirsiniz. Ruh
sağlığımızı nasıl bile bile tehlikeye attık peki ? Bunun en büyük nedeni var
olamayan benlikler yaratmakla başladık . Örneğin ; Ali , oldukça temiz ve olması
gereken bir hayat yaşamakta her gün yapması gereken monoton görevlerden başka
arkadaşlarıyla etkinlikler ve planlar yapan birisi ve her gece yastığına başını
koyduğunda o muazzam mutluluğun verdiği enerjiyle bambaşka hayaller ve güzel
düşünceler yaşamakta . Ve bir gün sanal alem denilen gerçek olmayan bir dünyayla tanıştı , aslında
o an yine kendisi olabilirdi ve yine
sağlıklı iletişim kurabilirdi hatta bu onun için bir fırsat bile olabilirdi ama
ali tüm bunların yerine yakın ve uzak çevresinin yaptığı ve aslında var olmayan ; etkinlikleri
, paylaştığı fotoğrafları, söylediği sözleri , aldığı eğitimi , ilişki durumunu vs sanal
alemde görünce içsel bir güdülenmeyle
ciddi anlamda etkilenmeye ve model almaya başladı . Öyle bir duruma geldiki ali her gün farklı bir kimliğe
bürünme gereği duydu ve ali belli bir süre sonra gerçek hayattan kopmaya sanal
alemdeki ali olmaya başladı . Ali tüm bunları yaşarken bir gün gerçek hayattaki
bir çok sorumluluğu yerine getiremediğini fark eder ve içsel bir çöküntüyle
birlikte zaten varolan kaygıyla depresif bir duruma düştü . Her akşam uyuduğunda
yarın ; bunları yapacam , bunu böyle yapacam ben ne yapmışım böyle, şunu sil ,
şunu ekle , bunu sil derken ali aslında kendi kendine yaptığı bir dünyayı yıkmaya
başlar ve her bir yıkımda kendisi daha da derin içsel birer travma almakta . Ve
artık ali her gece başını yastığa koyduğunda yarının nasıl olacağını ömrünün
nasıl geçip gittiğini nasıl bir gelecek kuracağının kabusunu yaşamaktadır . Belli
bir zaman sonra artık alinin bir tarafı yarattığı dünyayı yıkmaya ve gerçek hayatla buluşmaya
çalışırken diğer , çoğunlukta , olan tarafı ise bahaneler üretip , bir şekilde mantığa bürüme yollarını deneyip aliyi tekrar
edindiği olumsuz alışkanlıklarına geri döndürmeye çalışır . Her iki durum
arasında mücadele veren ali artık haberi bile olmadan bir çok ruhsal sıkıntılar
içine girmiştir . Bu örnekte sadece hayatımızı sanal aleme nasıl kaptırdığımızın sadece minik
bir tarafını vermek istedim bu buz dağının sadece görünen kısmı . Bu örneği
sizde kendinize uyarlayın ve kendinizi bir ali olarak düşünüp neleri nerde
nasıl yaptığınızı kendiniz göreblirsiniz ve eminim ki bir çoğumuz bunların
yanında daha nice olumsuz yanları ve değerli kayıpları sayacaktır . Tüm
gerçeklerinizle yüzleştikten sonra neleri nerde yanlış yaptığınızı lütfen not
alın ve sosyal medyadaki sanal aleminizi gözden geçirin. Her gün tanımadığınız
ve gülüp geçtiğiniz uygunsuz yorumlarda ve ön yargılarda bulunduğunuz
insanlarla empati kurun sevgi bağınızı güçlendirin var olduğunuz gibi görünün var
olmayan gerçeklikler yaratıp hayatınıza hayali benlikler kazandırmayın ve en önemlisi nasıl daha yararlı ve amaca
yönelik bir kulanım sağlayacağınızı araştırın . İnsan değerlerin sadece bütün
evrenle var olacağını sakın unutmayın , kendinize
ne kadar saygı duyulmasını istiyorsanız bütün insanlık içinde isteyin ve bütün
doğa içinde tabi , uyanıp bambaşka ufuklara yelken açın . Bu hayatı yapay
mutluluklarla geçirmeyin acısıyla tatlısıyla gerçekleriyle yaşayın o zaman daha
rahat bir uyku ve daha dinamik bir uyanıklık hali yaşarsınız. Ve sakın hayal
etmekten de korkmayın hayal edinki gelecek için bir şeyler üretesiniz ve insani
değerleinizin farkına varasınız . ‘Sen varsan ben varım sen yoksan benim
anlamım yok ‘düşüncesiyle yaklaşın tüm canlılara .