Terapi

Kısmen evet. Müşteriye pek bir şey düşmüyor sadece rahat olması kendisini sıkacak şeyler düşünmemesi yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
(psikolojik olarak ileri düzeyde değilse tabi)
Geriye kalan şeyler ise istediğini anlatması, oturuş, davranış vs. kısacası kendisini kısıtlamaması terapinin kalitesini yükseltir.

Aile terapisinden ziyade erkeğin psikolojik sorunlarını saptamaya yönelik bireysel bir terapi daha önceliklidir, kadına da bu süreçle nasıl baş edebileceği ve kendini koruma yolları öğretilmelidir. Ancak kadın bu durumdan şikayetçi değil ise, (zorunluluk halleri dışında) kadının da psikolojik sorunları var demektir ancak iki güdümlenme farklı olduğundan ayrı terapiler daha iyi sonuç verebilir.

Aile terapisine katılmak genellikle terapistin teklifiyle olur. Bunun üzerine ya çift terapisine alınır yada çocuklar varsa aile terapisi önerilir. Öncelikle şiddeti uygulayan kişinin neden şiddet uyguladığına yönelik çalışılmalıdır. Ayrıca bununla birilkte şiddetin hiç bir zaman sebebinin olamayacağı ve aslında devamının %90 geldiği kadına iletilmelidir. Aynı zamanda kadının kendisini korumak için yollar düşünmesi, arayabileceği ve ya evden ayrıldığı zaman gidebileceği yerleri önceden belirlemesi önerilebilinir.
Ama sorun erkeğin tamamen şiddet uygulamasıysa; o zaman aile terapisinden ziyada bireysel terapi uygulanmalıdır.

Mümkün değildir. Bu tip söylentilere güvenmek çok sağlıklı değil ne yazık ki. Bir yandan da geçmişte yaşadığımız, olumsuz ya da olumlu her ne varsa, bu şu anki kişiliğimizin oluşumundaki temel taşlar olarak değerlendirilmeli. Yani, her ne yapmışsak o anki koşullar içerisinde elimizden gelen ve tek bildiğimiz şeyi yapmışızdır. Bu durumda, geçmişte olanları, şimdiki yaşantımızdaki özelliklerimizle bütünleştirebilmek, o duyguların sağlıklı biçimde yaşanmasına izin verebilmek, eğer bu anlamda güçlük yaşanıyorsa psikoterapi süreciyle mümkündür.

Danışan kişinin danışanını seçebilmesi sadece öneri veya ilk alınan bilgiler ışığında olabilir yalnızca ( akademik geçmişi tecrübesi vsvsv) . Tam bir seçim şansımız maalesef yok. Ama olsaydı konuşkan olmasını isterdim : ) daha rahatlatıcı olurdu kanısındayım monolog olan terapinin bazen diyalog olmalı. Ve bana sorunum hakkında ( manik depresif, narsit, bağılı kişilik vsvs olay ne ise) çok detay vermesini istemezdim belli etmeden iyi etme stratejisi daha başarılı olur kanısındayım. Malumunuz Türkler olarak biçilen kaftana yapışmaya bayılıp ayrılmada zorluk yaşayabiliriz hep bir tanım değil geçici bir dönem olduğunu hissettiren bir danışman iyi olurdu. Sanırım ???

Bir terapistin bu konuda bir seçme sürecinin olması beklenmez. Bununla birlikte, danışanların kendi ihtiyaçlarına uygun hizmeti verecek terapisti, eğer bu konuda bilgileri ve özel tercihleri varsa, terapistin kuramsal yönelimi ve kullandığı terapi tarzı bir seçim kriteri olabilir. Bunun dışında, yaşayıp belirli bir kişiyle bir sürece başlayıp, seans sırasında iyi temas kurulabildiği, anlaşılabildiğini hissettiği biri olması da terapinin devamı açısından önemli bir özellik olarak düşünülebilir.

Bir yaşantı gerçekleşti ise kedilik gelişimimiz üzerinde etkili olmuş demektir. Olayı unutsak bile bu süreç geri döndürülemez. O yaşantının üzerimizdeki etkisini fark etmek, bu etkinin getirdiği özellikleri benimsemek ve onları gelişimimizi sürdürecek şekilde bir parçamız haline getirmek ise neyse ki mümkündür :)

Mümkün değildir, ancak etkisi hafifletilebilir. Bu da hipnozla uzmanın hastayı daha iyi tanımasını sağladığı için etkilidir.