Zeka Gelişimi

Öğrenmeyi öğrenmek, bana göre hayattaki en sihirli sözcük. Çünkü öğrenmeyi öğrendiğim zaman benim hayatım değişti. O güne kadar gerçekleştiremediğim her şeyi o günden sonra gerçekleştirmeye başladım. Gerçekleştirdikçe motivasyonum arttı. Motivasyonum arttıkça daha fazla çalışmaya başladım. Özellikle benim gibi dijital pazarlama uzmanı olan ya da sürekli güncel kalması gereken bir işte çalışan biriyseniz öğrenmeyi öğrenmek çok önemli bir kavram olacaktır. Öğrenmeyi öğrenmek konusunda öncülük eden Tony Buzan'ı burada anmadan devam etmek olmaz.

Benim için en önemli ikinci kavram ise “Sorunu parçalara ayırmak” Aslında öğrenmeyi öğrenmek ile doğrudan ilişkili bir kavram. Ben bütün öğrenme ve iş yapış süreçlerimi bu iki kavram üzerine inşa ediyorum. Bu sayede son 2-3 yıldır ciddi yol katettim.

Bu konuda burada detaylı bir yanıt vermeyi çok isterim ancak bir hayli uzun kaçar ve kendi blog sayfamdaki içerik ile kopya içerik oluşturur. O sebeple sizleri buradaki ( mehmetortac.com/ogrenmeyi-ogrenmek-nedi... ) yazımı okumaya davet ediyorum.

Öğrenmeyi öğrenmek benimle pazarlama alanı dışında odaklandığım en önemli konulardan bir tanesi. Aslında yanıt içerisinde soru sormak gibi olacak ancak sizlerin de önereceği teknikler var ise lütfen benimle paylaşın. Ben de bu konuda oldukça yoğun araştırıyorum.

Merhaba, sadece ilk sorunuza cevap vermek istiyorum.

Yetişkinlere göre kat kat daha fazla korumaya ihtiyacı olan bebeklere, teknolojinin ne gibi zararlar verdiğini kimse bilmiyorum. Yetişkinler üstünde yapılan bazı deneyler var, hastalık örnekleri var. Ben küçük bir örnekle konuya katkı da bulunmak istiyorum.

Telefon, tablet, bilgisayarınız yanınızdayken uyuyorsanız, sabahları uyanma sorunu, baş ağrısı, vücudun belirli bölgelerinde solgunluk gibi şeyler başınıza gelebilir, ki geliyor. Bir yetişkin uyuduğunda, beyin tüm vücudu sessize alır, minimum gereksinimlerle çalışır. Telefon ve diğer elektronik aletlerin radyasyonu yüzünden beyin tam olarak işlevleri durdurmaz ya da yavaşlatmaz. Bu da vücudun gerekli olan dinlenme (kaliteli uyku) ihtiyacını karşılayamamasına sebep olur. Düşünün ki bebek daha 1 yaşında uykuya geçme sorunları yaşamaya başlarsa, yetişkinliğinde büyük sorunlarla karşılaşacağı aşikar. Yetişkinler için yazmıştım bu konuyu, burada örneklemeye nasip oldu. Konuyla alakalı biraz daha araştırma yapmak isterseniz diye yazının adresini atayım.

Code

bilgihanem.com/cep-telefonlari-teknoloj. . .

Ipad 'in bebeklere fiziksel bir zararı varmı bilmem . Radyasyon , vb ...zararlarî olmasî muhtemeldir . Onun dışında bebek ve çocukların gelişimi için fiziksel olarak ince motor gelişimini destekleyen aktiviteler gerekir. Yani parmak ve el kaslarını geliştirici etkinlikler , el -göz koordinasyonunu geliştirici oyuncaklar . Bu bağlamda Ipad belki kavrama ve taşıma becerisine hitap edebilir. Buna karşılık söküp takma gerektiren iri parçalı ve renk düzeni içeren oyuncaklar daha makbul olur. Zihinsel gelişim için ise öncelikli olarak konusma merkezine hitap eden sesli oyuncaklar olabilir veya Ipad'inize bu tarz bir takım programlar yüklersiniz. Çünkü konuşma merkezi iki yaşına kadar mutlaka uyarilip gelismelidir. Daha sonra yapılacaklar ne yazîk ki bu dönem kadar etkili olamıyor. Bir de şu noktayı iyi araştırmak lazım . Bebekler yakını iyi görürler ama uzakları gözleri kavrayamaz.Gerekli göz sıçramalarînı kazanmak için küçük bir ekrandan daha fazlasına ihtiyaç olmalı diye düşünüyorum . Yeni bir şeyler öğrendiğimde alt yorum olarak yazarım. Çünkü bebek -çocuk velişimini önemsiyorum. Bir öğretmen olarak sizin bize yolladığınız malzemeyi ( daha iyi bir benzetme bulamadım affedin) işliyoruz ve kaliteli sonuçlar alabiliyoruz.

12. haftada yapılan ikili test ile bebeğin ense kalınlığı ölçülüyor ve burun kemiği kontrol ediliyor. Bu test bebekte down sendromu kontrolü için yapılan bir test.
Ayrıca 20. haftalarda yapılan ayrıntılı ultrason ile de bebeğin gelişiminde bir anormallik var mı yok mu bakılıyor.
İkili testte doktor bir risk görmezse 3lü test veya 4 lü test istemiyor. Ancak tabi hiç bir tarama yöntemi %100 sonuç vermiyor.
%100 olan tek yöntem Amniyosentez. Yalnız amniyosentez yapılışı biraz riskli. Bir iğne ile plesentadan sıvı alınıyor. Bu işlem esnasında yapılan iğnenin kesinlikle bebeğe veya kordona değmemesi gerekiyor.
Benim kişisel fikrim testlerde risk görünmüyorsa amniyosentez yaptırmamak, fakat en önemlisi doktorunuzun görüşü.
Doktorunuz mutlaka gerek görüyorsa bu konuda uzman biri tarafından yaptırmalısınız.