“Evren. Harikalarla
dolu dünya. Saatlerce uzanıp gökyüzünü izleyebilirim. Ne kadar çok yıldız, ne
kadar çok gizem ama tek bir özel yıldız var. Ona bakarken özel bir insan aklıma
geliyor. Size hikayemi anlatacağım. Zamanın başlangıcındaki karmaşadan ortaya
bir olay çıktı. Evrenin en büyük gizemlerinden biri. Biliyor musunuz ben de bu inanılmaz
yerlerde büyüdüm. Bizim güneş sistemimizi benzersiz yapan şey ikili yerçekimine
ait olması. İkiz gezegenler tek güneşin etrafında dönüyorlar, fakat her biri
kendi yer çekimine sahip. Bizim dünyamızda yukarı düşmek ve aşağı tırmanmak
mümkün. Fakat benim hikayem aşk hakkında. Derler ki, aşıklar doğarken ikiye
ayrılan bir ruhtur. Ve bu iki parça her zaman birbirini bulmaya çalışır. Hikayemi
anlamak için, çift yer çekiminin üç kanununu öğrenmeniz gerekli. Bütün
maddeler, her parça ait olduğu dünyanın yer çekim kuvvetine bağlıdır. Herhangi
bir nesnenin çekimi diğer dünyadan gelen nesne ile dengelenebilir. Karşı etki. Ama
sorun şu ki karşı madde ile temas ettikten bir kaç saat sonra nesne ısınıp
yanmaya başlıyor. Bu kanunlar evrenin kendisi kadar eskiler. Onlar değişmez ve
istinasız. Çekim gücü. Onun yenilmez olduğunu söylüyorlar. Ben ise buna
katılmıyorum. Ya aşk, yer çekiminden daha güçlü ise? Benim hikayem, iki dünya
arasındaki herhangi bir temasın son derece tehlikeli ve yasak olduğu o karanlık
zamanlarda başladı. Üst Dünya zengin ve gelişmişti. Biz ise Alt Dünya'da
yaşayanlar, hayati tehlikesi olsa da evlerimizi ısıtmak için karşı dünyanın maddelerini
çalmak zorundaydık. Dünyalar arasındaki bağlantıyı kurma yetkisi sadece
Transworld'e aitti. Üst Dünya'nın devasa şirketi. Şirket bizim petrolümüzü bedava
almak ve elektriği imkanlarımızın el vermediği ücrete satmak amacıyla kuruldu. ”Bizim evrenimizde geçmeyen "bir başka dünya" hikayesi "Upside Down/
Tepetaklak". Kaostan ortaya çıkan bir kozmik (kelimenin Yunanca kökü
"cosmos", süs demektir bunu da ekleyelim hemen) olayın sonucu olarak,
iki farklı gezegen birbirlerinin çekim gücü altında karşılıklı dengede
durmaktadırlar. Birbirlerine teğet oldukları noktada öyle birbirlerine
yakındırlar ki karşılıklı iki dağın zirvesindeki insanlar bağırarak
anlaşabilmektedirler. Kahramanlarımız Adam ve Eden de daha birer
çocukken bu şekilde tanışırlar ve birbirlerine aşık olurlar. Ancak Üst
Dünya ve Alt Dünya olarak adlandırılan bu iki dünya arasında sınıfsal
bir ayrım vardır ve Alt ve Üst Dünya insanlarının birbirlerinin
dünyalarına geçmesi yasaktır. Fiziki olarak da iki dünyanın çekim gücü
nedeniyle bu pek mümkün olmamaktadır zaten. Çünkü karşı dünyadan biri
diğer dünyaya geçtiğinde bile kendi dünyasının çekim gücü etkisi altında
olmaktadır. Yani eğer bir yere tutunmazsa kendi dünyasına, "yukarı"
doğru düşmektedir. Dünyaların isimlendirilişinden de anlaşılacağı gibi,
Üst Dünya Transworld isimli şirket aracılığıyla Alt Dünya'yı
sömürmektedir. Üst Dünya'dakiler daha gelişmiş/modern ve sosyal bir
yaşama sahipken, alt dünyadakiler tamamen onların artıklarıyla beslenen,
geri kalmış, varoş bir dünyada yaşamaktadırlar. Özellikle petrol
yatakları nedeniyle Alt Dünya'ya mecbur olan Üst Dünya, petrolü çıkarma,
işleme ve satma hakkını Transworld ile kendi elinde tutmakta ve bundan
elde ettiği elektriği de Alt Dünya'ya fahiş fiyatlara satmaktadır. Bir
çeşit "kapitalist fırsatlar dünyası"dır Üst Dünya. Alttakiler de iş gücü
sağladıkları sürece, öyle pek de umurlarında değillerdir. Ailesini de
daha küçükken Transworld'ün petrol rafinerisindeki sızıntıda kaybeden
Adam'la Eden'in ergenlik çağlarına kadar, kah Üst Dünya'da kah Alt
Dünya'da beraber yaptıkları kaçamaklarla yaşadıkları aşkları bir gün Üst
Dünya'dan olan Eden'in Alt Dünya'ya geçtiğinin anlaşılmasıyla yaşanan
kovalamaca sonunda Eden'in Üst Dünya'ya düşerek başından yaralanmasıyla
biter... O andan sonra bir daha Eden'den haber alamayan Adam, düşme
sonucu ölmüş olabileceğini düşünse de ona olan aşkı hala devam
etmektedir. Bu arada Alt Dünya'daki bir harap laboratuvarda kırışık
giderici anti-çekim kremi (tahmin edersiniz, aynı krem karşı dünyada da
yürümeyi/yaşamayı kolaylaştıracaktır) üzerinde çalışan ve deneyler yapan
Adam, bir gün televizyonda Transworld'ün Alt Dünya'dakilere "Bizimle
çalışın" diyen reklemında bir Transworld çalışanı olan Eden'i görür.
Adam'ın elindeki gençleştirici krem taslağını kullanmak isteyen
Transworld şirketi, Eden'e ulaşmak için şirketteki işe başvuran Adam'ı
hemen işe alır. Bundan sonrası Adam'ın türlü yollarla Eden'e ulaşmaya
çalışıp, ona kim olduğunu anlatması üzerine gelişir film. "Kim olduğunu
anlatması" diyoruz çünkü baştaki düşme sonucu başından yaralanan Eden
geçmişi hatırlamamaktadır, dolayısıyla Adam'ı da!
"Upside Down/ Tepetaklak" bir aşk filmi gibi başlayıp, öyle devam edip
öyle bitse de, aslında arka fonda Transworld ve iki dünya gibi çok
sağlam bir anti-ütopya yaratacak bilim-kurgusal fikri yeterince
geliştiremiyor. Filmin afişinde de, iki dünyayı birleştiren yapı olarak
gördüğümüz Transworld şirketi, bir muamma olarak başlayıp muamma olarak
bitiyor. Hatta Adam'ın ve kreminin peşini bırakmalarının nedeni sadece
tek bir cümleyle geçiştiriliyor. Yönetmenin tercihi olarak filmde
bilim-kurgudan çok iki insanın aşkı öne çıkarılıyor ve işin bilim-kurgu
kısmı filmin başında (ki bu kısmı biz deyazının başında verdik) ve
sonunda anlatıcının ağzından veriliyor. Transworld'e ne olduğu gene
muamma olarak kalıyor. Yine de filmde mükemmel bir "Alt ve Üst Dünya"
atmosferi yaratıldığını da belirtelim. Hatta seyrederken
beyninizin
algısını değiştiren ve filme olan konsantrasyonunuzu bozan, başınızı
döndüren başaşağı çekimler filme bir hayli hakim (sırf bu baş dönmesi
yüzünden, filmi seyrederken 107 ekran LED TV'den bilgisayar ekrenına
geçtiğimizi ekleyelim bu noktada!!!) . Özellikle Alt ve Üst Dünya'yı
beraber gördüğümüz sahnelerde altta düz, yukarıda ise ters duran eşya,
insanlar ve doğa ile iki dünya arasındaki fark ve sınır, ekranda doğal
bir yatay çizgi oluşturacak şekilde belirtilmiş. Bu açıdan baktığımızda
filmin çok iyi görüntülere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ne var ki
genel olarak baktığımızda, aşk hikayesine verilen ağırlığın altında
kaybolmuş güzel bir fikre sahip bir bilim-kurgu olarak çıkıyor karşımıza
"Upside Down"...
hayatinizboyuncaseyretmenizgereken. blogs... .
