Bir annenin akşam yemeğinde ne yapacağına karar vermesi gibi zor ilk okula giden bir öğrencinin ne giymesine kara vermesi kadar da kolay aslında arkadaş edinmek. Biriyle tanışmak, onunla vakit geçirmek öyle çok fazla meziyet isteyen işler değil aslında, ancak birine güvenmek ya da ne zaman güvenebileceğini kestirmek zor zanaat değil mi? Peki sen ne yapıyorsun karşındakini tanırken, davranışlarını mı tartıyorsun onun veya kendinin ya da frenliyor musun tüm davranışları. Çeşitli tabirleri de yok değil ilişkinin; kimisi dost/arkadaş zor günde belli olur der, kimisi de olay parada parasını sakınan tüm dostluğunu sahte bir zemine kurmuş der. Biri çıkar insanı en iyi içki masasında tanırsın der, diğeri ise sevgilisinin yanında değişiyorsa boş ver hayır gelmez der.
Ben insanları tanırken gülümsemelerini değerlendiririm, çünkü bana göre biri sadece gerçekten gülerken kendisini olur, tamamen kendisini yansıtır, kendini sınırlamaz, sadece kendisidir. Diğer tebessümler aldanmadır. Birini tanımanın, yine bence en iyi yöntemi gülüşünün arkasındakini görebilmektir, çünkü sadece gerçekten gülerken kişi savunmasızdır ötesini düşünmez, yalan dolandan uzak ve gerçekçidir. Kısaca bence bireyler en çok gülerken kendilerini yansıtırlar, çılgın bir gülüş eğlenceli bir yaşan tarzını, sakın bir tebessüm fazla efendiliği kontrolü, abartılı bir gülüş gösterişi sevmeyi temsil edebilmektedir. En önemlisi ise hangi gülümseme gerçek hangisi yalan onu takdir etmektir, bunu başarabildiğimiz zaman neyin yalan neyin doğru olduğuna karar vermek çok daha kolay olacaktır. Yabancı ve sakin bir gülümseme samimiyetsizliği, gülerken başka yönlere bakıp bir kaşı kaldırma alaycılığı betimlemesi gibi. Tabi ki bunun vücut dilinde bir açıklaması mevcut olabilir ancak benim izlenimlerime göre bu betimlemeler karar vermek ve birine güvenmek konusunda fikir vermektedir ve birini tanımak için gülümsemesini tartmak en basit şekilde bunu yorumlamak size birkaç fikir verecek ve sağlıklı bir dostluğun başlayıp başlamayacağı hakkında kıvrımsız bir yol çizecektir.