Portakallı Ördek (@portakalliordek) 'e %100 katılıyorum. Ben de ODTÜ mezunuyum ve hocalarımızın bir çoğu dünya çapındaki kurumlarda söz sahibi insanlardı ki hala da öyle. (Ben de okudum da biliyorum.)
Benim okuduğum bölüm zaman zaman dünya ilk 50'sine bile giriyor yani altyapı eksikliği diye bir şey söz konusu bile olamaz. Bir üniversitenin/bölümün dünya sıralamasında üst sıralara gelebilmesi o okulun yaptığı araştırmalara, yayınladığı makalelere bağlıdır ki uluslararası ortamda makale yayınlamak da her baba yiğidin harcı değildir. Tüm dünyadaki bilim adamlarına karşı o makaledeki savları savunmak gerekir. Eğer İngilizce okursanız bilgi eksikliği değil bilgi fazlası oluşur, sonuçta öğrendiğiniz konuyu, terminolojiyi Türkçe olarak da öğrenirsiniz dolayısıyla iki katı bilgi sahibi olmuş gibi olursunuz.
İngilizce denen dünyanın en basit dilini ne iş yaparsanız yapın öğrenmek zorunda kalacaksınız sonuçta. Eğer bölümünüzü Türkçe okur İngilizceyi de daha sonra bir kursta öğrenirseniz kendi dalınızın terminolojisini öğrenemezsiniz, sonuçta kurslardaki hocalar size genel bir eğitim verebileceklerdir.
ITÜ'den bahsetmişsiniz, ODTÜ ayarında, altyapısı sağlam bir üniversitedir. Özellikle teknik bir dalı İngilizce okumak hem araştırma yapmak hem de iş bulmak açısından avantajlı olduğu için tabii ki puanı daha yüksek olacaktır. Girememişseniz tabii ki durum başka oluyor. Ben yerinizde olsam %30 İngilizce olana girer ve dil konusunda kendimi geliştirmeye çabalarım. %30 da olsa bir miktar teknik terminoloji öğreneceksinizdir.
Eklemeliyim ki eğer İngilizce bilmiyor olsaydım şu anda işimi yapamaz olurdum. Hayatın karşınıza neler çıkaracağını bilemeyeceğiniz için okuldan mümkün mertebe çok donanımlı olarak çıkmaya bakmalısınız.
Kolay gele.