Aile içi şiddetin faili büyük oranda erkeklerdir. Kadınlarınki ise kaideyi bozabilecek güçte istisnalar değildir. Bu demek değildir ki her erkek şiddet faili ya da erkekler şiddete maruz kalamaz. Özellikle başka erkekler tarafından uygulanan şiddetin sıklıkla nesnesi haline gelebilir erkekler de. Ancak günümüzde kadına karşı şiddetin bu kadar yoğun bir şekilde ve pozitif ayrımcılık ile ele alınması kaçınılmazdır. Çünkü her gün birçok kadın ölmekte, sakat, kalmakta veya yaralanmaktadır. Bu pozitif ayrımcılığın sebebi sadece cinsiyet farkları değildir, şiddetin boyutu da bu konuda etkilidir.
Madalyonun diğer tarafı ise kesinlikle ilişkilerdeki dominant kadınlar değildir. Farklı ama eşit olan eşler arasında bir kişinin daha dominant olması olağan bir şeydir. Bu ilişkinin farklı aşamalarında ya da çiftlerin girdiği farklı ortamlarda, farklı eylemlerinde değişebilir. Dominant olmakla şiddet uygulamak eş değer görülmemelidir.
Bu farklılık ve eşitlik mevzusunu iyi anlattığını düşündüğüm, M. Zihni Sungur'un "Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey" isimli kitabında yer alan B.Boutros Ghali'nin güzel bir sözü var;
"Zayıfmış gibi davranmaktan yorulmuş her güçlü kadına karşı, güçlüymüş gibi davranmaktan yorulmuş zayıf bir erkek vardır.
Aptal gibi görünmekten sıkılmış her kadına karşı, aklın sesi gibi davranmak zorunda olmaktan sıkılmış bir erkek vardır.
Duygusal diye etiketlenmekten bıkmış her kadına karşı, ağlama ve hassas olma hakkı elinden alınmış bir erkek vardır.
Dişiliği sorgulanan her kadına karşı, erkekliğini kanıtlamak için rekabet etmek zorunda bırakılmış bir erkek vardır.
Bir seks nesnesi olarak görülmekten bunalmış her kadına karşı, cinsel performansından kaygı duymuş bir erkek vardır.
İnsanca bir gelire sahip olmayan her kadına karşı, başkalarının geçimini sağlama sorumluluğunu üstlenmek zorunda bırakılan bir erkek vardır.
Araba tamirinin inceliklerini ve arabayı geri geri giderek küçücük yerlere sığdırma becerilerinden bihaber her kadına karşı, bulaşık yıkamayı veya ütü yapmayı bile bilmeyen bir erkek vardır.
Özgürlüğüne adım atan her kadına karşı, hürriyete giden yolu yeniden keşfeden bir erkek vardır."