Problem bir; eski öğretmenlerin tamamen gramer odaklı gitmesi. Pratiğe önem vermemesi. Sizi temin edebilirim -en azından benim dönemimde mezun olan arkadaşlar için- çoğumuz sınıfta İngilizce konuşmaya önem verip pratiğe de yöneliyoruz, aynı yanlışları tekrarlamamaya çalışıyoruz.
Problem iki: MEB'in verdiği kitapların ya çok ağır ya da tuvalet kağıdı olması. Mesela ben 4. Sınıfta İngilizce öğrenmeye başladığım kitap ayarında bir kitap bugün çalıştığım kursta B1(Orta) seviye öğrenciye veriliyor. Bugün MEBin öğrencilerine verdiği kitaplara baktığımda ise işe yarar hiç bir şey göremiyorum. Kaynakçası yerine aldığı resimlerin linklerini koyan bir kitaba çöp der geçerim.
Problem üç: Sayısal, sözel, fen odaklı öğrencilerin "İngilizce ne işimize yarayacak yaaaaaaa. İşte sınavları geçelim gitsin. Sonra kursa gider öğreniriz. Neden İngilizce öğrenmek zorundayız? Onlar Türkçe öğrensinler. " gibi saçma sapan triplere girmesi. Emin olun ne ilkokulda ne üniversitede bir öğrenci "Hadi hocam öğrendik bu gramer kısmını biraz konuşup pratik yapalım. " demez. Kaldı ki öğretmeni dersi İngilizce anlatıyorsa çoğunluk ısrarla Türkçe cevap verir ve öğretmeni de Türkçe konuşmaya zorlar. Kendi eğitim hayatımdan bunun örneğini sürüsüyle veririm. Bizzat yabancı dil sınıfında okurken ve öğretmenimiz bize pratik yaptırsın diye sınıfta yırtınırken diğer arkadaşlarım "aman test çözelim, yazın kursa gider hallederiz. " diye diye hep bastırdılar çabamı.
Yani demek istediğim biraz da şu; Anadolu Öğretmen Lisesi, Yabancı dil sınıfı mezunuyum. Gramer: yalayıp yuttum daha lise bitmeden. Sınavda da derece yaptım ama üniversiteye geldiğimde konuşamıyordum. Kaldı ki o dereceyle gelen arkadaşlarımdan bir iki tanesi (yurtdışına çıkmış veya özellikle kursa gitmiş olanlar) hariç sınıfta kimse adam gibi konuşamıyor, konuşmayı da bırakın listeninglerde bile sorun yaşıyordu. Ki öğretmenlerimiz de bu duruma olan şaşkınlıklarını "Siz lisede ne öğrendiniz? " diye sorarak dile getiriyorlardı. Ben üniversiteye kadar konuşmada B1(orta) seviyeyi geçememişken bir yıl içerisinde etrafımdaki ortamın ve tutumun değişmesiyle Advanced seviyeye geldim.
Ha iş biraz da kişide bitiyor. "Yok öğretmen Türkçe anlatsın anlamıyoruz. Gramere ne gerek var konuşalım. " Hayır efendim. Türkçe anlatırsa olmaz, gramer de gereklidir. Cümlenin başına sonuna ne getireceğini bilmeden sadece bir kalıp verdim diye gramersiz öğrenilmez o dil. Türkçe'yi öyle öğrenmedik çünkü Türkçe bizim anadilimiz, doğal olarak etrafımızda o kadar çok Türkçe duyunca beynimiz otomatikman gramer kurallarını yerine koymaya başladı. Eğer İngilizce dilimize benzeseydi bu durum belki İngilizce için de geçerli olurdu ama tamamen farklı bir dil ve kurallardan bahsediyoruz. Bu yüzden, evet, konuşma ağırlıklı derslerde bile dolaylı yoldan gramer kuralları verilir, verilmelidir.
Bir de bakınız:
inploid.com/t/yurt-disina-gitmeden-ingi. . .