İkisinin de çıplak gezdiğini ne duydum ne de okudum. Bence siz bu iki filozofu suyun kaldırma kuvvetini keşfettikten sonra hamamdan çıplak olarak fırlayan Arşimet'le karıştırıyorsunuz.
Diyojen gündüz vakti elinde fener üstünde bir örtüyle dolaşıp insan arayan, fıçıda yaşayan, tüm kapitalist tüketim alışkanlıklarını reddeden sinizm ya da kinizmin babası sayılan hatta "Dile benden ne dilersen" diye Büyük İskender'e bütün sinikliğiyle "Gölge etme başka ihsan istemem" diyen ya da hikayelerinde öyle bilinen filozoftur.
Kişinin en kısıtlı yaşam koşullarında bile, mutlu ve bağımsız olabileceğini göstermeyi amaçlamıştır. İnsanın kendi kendine yeterli olabilmesi gerektiğini savunmuştur. Uygarlaşmanın getirdiği (evrensel ahlakı da hiçe sayan) kurallara ve araçlara bağlı olan bir yaşamı reddetmiş, yaşamın doğal ve sade olması gerektiğine inanmıştır. 
Sokrates ise felsefenin bilinen ilk yöntemi olan "çürütme" (elenchos) yöntemiyle tanınır. Ayrıca "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" de Sokrates'e mal edilmiştir. Sokrates kendisi hiçbir şey yazmamış hakkındaki her şeyi öğrencisi Platon kaleme almıştır. Onun mantıksal çıkarımları Aristo'nun ve ardından gelen bir çok mantıkçı ve nihayetinde matematikçinin yolunu açmıştır.
Aslında bu iki filozof'da kesinlikle sıkı ahlak kurallarına bağlı insanlardı. Sokrates zaten mantıkta ilk kuralları oluşturan insandır. Bilgelik ve ahlak onun için dünyadaki en önemli şeylerdi.