Hani, evlenme çağına gelip de, neredeyse zamanı geçecek diye endişelenmeye
başlayan ebeveyn, eş, dost, konu-komşu falan olur ya, “Çalışıyor bu kız, nereden
bulacak?” diye dertlenip de işi üstlenen işgüzarlar olur ya, hani kız da genelde
isteksizce gider bu tür görüşmelere falan, çoğunlukla aracı olan kişiyi kırmamak
adına…
Böyle bir görüşme geçmiş bizim yeğenin kız arkadaşının başından.
Kalabalık bir kafede buluşmuşlar, havadan sudan konuşurlarken, çocuk buna
doğru eğilip “Seksen üçlü müsün?” demiş.
Kız bir tokat atıp, çantasını alıp gitmiş!
Aracılık yapana bir tantana, “Nasıl birisiyle tanıştırmaya kalkıyorsun sen
beni!”, adam resmen sordu: “Sekse düşkün müsün?”
(Gülgün Karaoğlu'nun Köşesinden)