Amaç mı? Günümüz dünyasında insanın hangi konuda gerçek bir amacı var ki fitness konusunda olsun.. Neyse yine de ben size naçizane fikirlerimle insanları fitness salonuna götüren temel motivasyonları yazayım siz bunlara isterseniz amaç diyin.
İlk olarak, bu işin temel sebebi popüler kültür. Biraz bu kavram üzerinden gidelim. Nedir popüler olan günümüzde?: Şekilcilik. E buna en uygun spor ne olur tabii ki fitness. Çürümüş ruhlar, iri ya da şekilli bedenlerin içine gizlesin ki fark edilmesin. Kendini konuşmaya gerek kalmadan pazarlayabiliyorsun. Düşünsene abi harika değil mi? Üstelik kendine güvenin eksik, insanlara karşı nefret dolusun, uzak doğu sporlarının daha afillisi, cool olanı ne olur, tabii ki fitness.. Bir de tabii senin başlıkta vurguladığın durum da var. Herkes gidiyorsa gitmek lazım. Ona göre kıyafet lazım. Resim falan çektirmek lazım. Kalabalıkların peşinden gitmezse insan kendini nasıl değerli hissedebilir ki dimi..
İkinci faktör, şartların uygun olması yani nezih, temiz ve erişilebilir bir spor olması. Diyelim ki ben sadece iyi hissetmek, enerjimi atmak için spor yapmak istiyorum. Ne yapabilirim? Özellikle çalışan insan için seçenek çok az. Sabah erkenden işe gidip akşam geç gelen bir kişi hangi sporu yapabilir? Ben buna cevap bulmakta zorlanıyorum. Yüzme ve tenis olabilir ama bunlar da fitnessın kardeşleri zaten. Spor salonuna yazılırsın hepsi vardır. Doğa sporunu direkt ele yer yok, vakit yok. Takım sporlarını direkt ele çünkü amatör yaptığın zaman "takım" olamıyorsun. En fazla halısahaya abone olursun. Yürüme, koşu bence biraz pis iş. Hem yer bulmak sıkıntı hem de sıcağı, soğuğu, terlemesi, duşu hep zor işler. Kimi şirket kürekti, yelkendi öyle imkanlar sunuyor bunlar mümkünse bence güzel alternatifler. Uzak doğu sporları fena değil ama herkese hitap etmiyor. Onun dışında spor bulamadım ben kendime. Bulan beri gelsin. Hal böyleyken, iyi madem fitnessa gidelim diyebiliyor insanlar. Hak veriyorum.
Üçüncü faktör, kilo problemi. Sağlıksız beslendiğimiz ve hareket etmediğimiz için kilo sorunu çok yaygın. Böyle olunca da birinci ve ikinci faktörlerin ışığında fitness iyi bir alternatif olabiliyor.
Çok uzattım ama son bir paragraf, fitnessı ve fitnessı öven insanı niye sevmediğimi de açıklamak istiyorum. Efendim bence fitness spor değildir. Şimdi birileri çıkıp ağzından köpükler çıkartarak "bu kaslar nasıl oluyor biliyon mu tadına bakmak ister misin ha lanet olası zenci" falan diyebilir ancak yine de fitness bence son derece iğreti, yapay, plastik, fast food gibi bir şey. Spor bence kasları geliştirmekten daha fazlasıdır. İnsan ilişkilerini barındırması bence sporun en önemli özelliklerinden biridir. Bazen takım arkadaşı bazense rakip olarak insanlarla birlikte olmak bizim ruhumuzu besler, hayata dair bir şeyler öğretir bize. Tel çekip ağırlık kaldırarak bunları elde edebilir misiniz? Ya da aynaya bakıp acı çekerken "ulan arnold" derken, "popom küçülünce görün siz" derken, " artık small tshirt almaya başlayım" derken hangi insani değerlere hitap ettiğimizi ben merak ediyorum. Bir de hayatında spor yapmamış insanların fitnesstan sonra spor harika bir şey diye konuşmaya başlamaları bana ironik geliyor. Ybsg demekten alamıyorum kendimi.
Neyse bu uzun yazıyı nihayet sonlandırırken,
Hakan (@hakkan) vari bir şekilde kendi özlü sözümle kapatayım. "Fitnessta yürek büyümez". Bu sözün patenti bendedir. Kullanan birini görürseniz benim kimliğimi öğrenebilir, hatta iyi bir çocuk olabilirseniz belki şirinleri bile, görebilirsiniz.