Demokrasi, ne menem bişeydir ki. herkes işine geldiği gibi yorumluyor. Şu anda hiç zorlanmadan sadece yukarıda ki yazılardan 6-7 değişik demokrasi tarifi çıkarabiliriz. belki de budur demokrasi. Ama çok üzülerek gördüğüm birşey var paylaşmadan edemeyeceğim zamanın Genel Kurmay Başkanı hilmi özkök dönemiminde akp ile en çok zıtlaşan irtica diye ortalığı yıkan, lojmanlara, orduevlerine en çok baskı kuran ve bırakın türbanı, anadolu usulü diye anlamsızca bir isim takılan normal baş bağlamayı bile asla kabul etmeyen kişi değilmiydi. peki ne değişti de bu hilmi özkök şimdi akp ile omuz omuz yanlarına taraf gazetesini de alıp. ben olmasam darbe olacaktı diye oratlığa düştü ne oldu yahu biri bana anlatsın. mgk arşivlerinde duruyor bu belgeler o günkü haber bültenleri atatürk ve laiklik diye yırtınan özkökün demeçleri ile ekranlarını ve arşivlerini, hepsi var bunların. arşive de gerek yok hafızalarımızda gün gibi hala.
şimdi diyorum ki acaba bu laiklik, atatürkçülük ve şeriat geliyor korkusunu planlı olarak mı işlediler beynimize, acaba başbakanığın kapısında başbakan hilmi özkök'e 'HOCAM' derken aslında "imam efendi" mi demek istedi? . soruyorum ne demek istedi? ortam hazırlanmış, plan tıkır tıkır yürütülmüş, topum açlıkla ve dinle terbiye edilerek uyutulmuş güneş görmeyen beyinler her gördükleri ışığı güneş sanıp kelebek misali uçmuşlar belki de yanacaklarından habersizce bu ışığa.