İlk önce ezberin tam anlamıyla ne olduğunu irdelemeli.
Ezber aslında tu kaka ilân edilmesini şu açıdan istemediğim bir şey. Çünkü iki çeşit olduğunu düşünüyorum. İlki "
iyi yönlü ezber", ikincisi "
kötü yönlü ezber".
Soruda ilkinin kastedilmediğini biliyorum ancak konuyu açmak istedim yalnızca.
İlk durum olan "
iyi yönlü ezber" hakkında bir şeyler açıklayayım:
"
Her öğrenci, ustasını taklit eder. " felsefesi malûmunuz. Bu yüzden ustaların taklit edilmesi "öğrenmeye azmetmek" için gerekli. Yani aslında doğanın kendisinde zaten kendinden öncekini "ezberlemek" diye bir şey var. İyi bir İngilizce hocasından, iyi bir müzisyenden ya da matematikçiden kullandığı söylemler, notalar şeklinde etkilenirsiniz. Her öğrenci etkilenir. Doğal olarak o "yöntemler" taklit edilir ve ilk başta ezberlenir. Her ustanın (öğretmen de desek olur) öğretiş biçimi de farklıdır bu arada elbette.
Önemli olan, öğrencinin ilk izlenim olarak hafızasına aldığı, yani ezberlediği bu tarzlardır. Öğrencinin daha sonra kendi başına tercih ettiği çalışma/tekrar etme yöntemleri ise bence tamamiyle eğitim sisteminin bir sorunudur. Yani yukarda bahsettiğim ikinci tür ezbere zemin hazırlar ya da hazırlamaz. Eğitim sistemleri, hangi branşta olursa olsun, öğrenciyi kendi kendisiyle başbaşa bıraktığında satır satır ezbere yönlendirmemeli, yaratıcı ve sevdirici çalışmalara yönlendirmelidir. Eğitimin esası budur.
Ancak bizim ülkemizde ve eğitimde bilimi kıstas edinmemiş diğer memleketlerde de olduğu gibi öğrenciler çoğunlukla sıkılmakta, ders yoğunluğu, öğreticinin kafa yapısı ve materyal eksikliğinden şikâyet etmekteler.

Ezber şöyle bir şey. Her öğretmen de birer öğrenci olduğu için, en başta eğitici-öğretici ezberle değil severek yapacak işini. Böylelikle öğrencisine vereceği ilk izlenim, yani tarzı "yaptığı işi, ustası olduğu dersi sevmesi"dir. Bunu yapan öğretici başta kendisi de öğrencilerle "öğrenmeye dayalı" bir diyalog kurar. Yani ezber anlatımdan olabildiğince uzaklaşır. Tabi ki örgün eğitimde belli bir ders işleme yolu-konu sırası izlenecektir ancak bu yola ve konu sırasına sadık kalmak ezbere yol açmamalı. Einstein'ın dediği gibi, "eğer bir şeyi yeterince sade ve açık anlatamıyorsanız siz de iyi anlamamışsınız demektir. "
Konuyu bağlıyorum, her eğitimin başında "iyi yönlü ezber" yani eğitici-öğreticiden etkilenmek, onun tarzını kopyalamak diye bir gerçek vardır. Bunun için kendisine "öğretmen, eğitmen, üniversite hocası" diyenler ilk önce kendilerini tartmalı, öğrencilere aktaracakları bilgiyi severek önce kendilerine anlatmalılar.
Kötü yönlü ezbere yol açan her türlü eğitim sistemi hatası da ezberci öğrenci yaratacaktır.
İngilizce örneğinde de elbette bazı ezberler vardır. Telâffuz gibi, bazı fiil öbekleri gibi.
Müzikte bir nota sırasını veya bir ritmi ezberlemeye (içselleştirmeye) benzer bana göre. İşte bundan gerisi ayrıntıdır ve severek çalışmaya dayalıdır. Kimi öğrenci yeteneklidir daha bir sever, kimisi yeteneksizdir istese de sevemez.
İşte burada eğitim sistemine düşüyor görev. Sevmeyen, sevemeyen öğrenciye de asgari düzeyde br şeyler öğretebilmek. Kendimden örnek verecek olursam, İngilizceme güvenmeme ve İngilizceyi severek çalışmama rağmen, şimdi sözlüğe rastgele yazdığım, daha önce (sanırım) rastlamadığım "put over" fiil öbeğinin (phrasal verb) "kandırmak", "demir atmak", yutturmak", "ötelemek" anlamlarına geldiğini öğrendim.
Burada kolay kolay bir mantık yürütemezsiniz, "put" ile "over" nasıl yanyana gelmiş de "kandırmak" anlamı çıkarmış ortaya diye. Eğer yürütmeye kalkarsanız iş uzar gider. İşte aksilik biraz da burada.
"İngilizce'nin önemli bir zorluğu keyfiyetinin yüksek oluşu. " demişti saygıdeğer bir hocam.
Bu keyfiyet, biraz dilin hâkimiyeti ile de alâkalı ve yeni kelimeler türetmekte yaratıcılık da sağlayabiliyor. Bir bakıma iyi bir şey. Ancak anadili olmayanlar için bu durum işi zorlaştırıyor. Önce az biraz ezberlemek var, tamam kabul. Amam asıl ve en önemli iş: Okuya okuya, yaza yaza, dinleye dinleye, konuşa konuşa, uygulaya uygulaya geliştirmek,çalışmak, çalışmak, çalışmak...
Yaratıcılığın, gerçek öğrenimin körükleyicisi, her öğrenim konusu için budur.