Üstünde devletin bandrolü olan her kitap kayıtlıdır, korsan değildir, eğer korsan ise orijinal yayım evi korsanlık yapıyordur ki bu son tüketiciyi hiç ilgilendirmez. Benim izlenimim şöyle: 30 liralık kitapların yine bandrollü olarak 5 liraya satıldığı kitapçılar var. Kitaplar da içlerini karıştırırsanız sadece kalite kontrolünden geçememiş gibi görünüyor. Genellikle koyulu açıklı basılmış oluyorlar. Kısaca orijinal yayım evi bu defolu kitapları çöpe atacağına/geri dönüştüreceğine ucuza pazarlıyor. Zaten bu tip kitapları satan kitapçılar da kıyıda köşede kiraların daha ucuz olduğu yerlerde oluyorlar. Bu kitapların yasal durumunun da korsan olduğu düşünülemez. Bir korsan DVD satıcısının dükkanında hiç bir disk bulunmaz, talep geldiğinde ya gizli deposundan getirir ya da oracıkta çeker. Eğer ucuza satılan defolu görünümlü bandrollü bu kitaplar korsan olsaydı kitapçılar da onları sergileyemez/satamazdı. Lakin bir çok şarlatan sanatçının bulunduğu ülkemizde devlet korsanı gayet sağlam takip ediyor.
Normal kitapçılardan aldığımız kitaplar gerçekten pahalı yalnız işe bir de o kitapları üretenler (yazarlar, çevirmenler, editörler, yayım evleri, matbaalar vb.) açısından bakarsak ülkemizdeki kitap okuma alışkanlığının azlığı nedeniyle sürüm kazancı olmayan kitapların alışkanlığın yüksek olduğu ülkelere göre ortalama kazanca oranla pahalı olma zorunluluğunu görürüz. Sonuçta bir yazar bir kitaba bir senesini harcıyorsa o kitaptan bir senelik kazancını da çıkartmak zorunda. Tam bir kısır döngü; kitap, okunmadığı için pahalı, pahalı olduğu için de daha az okunuyor.
Mahir Uskan Batmaz (@Uskan)'ın düşüncesine ben de kısmen katılıyorum, kitaplar bizde de Avrupa'da olduğu gibi güzel ciltli ve cep kitabı şeklince iki versiyon olarak piyasaya sürülebilirler, 3-5 lira için de kimse korsan almaz. Yalnız korsan diye bahsettiğimiz yine de bandrollü olan defolu kitaplar bu durumda satın alınmış bandrolleriyle beraber bir sürü suya ve enerjiye mal olan geri dönüşüme gider ki bunun bedeli de yine son kullanıcıdan kesilmek zorundadır. Çevresel etkilerini düşünmüyoruz bile...
Belki de en iyisi defolu baskıların da şimdi olduğu gibi ucuza satılmaya devam edilmesi. Hem kitap tüketici fiyatları (az biraz defolu ama ucuz, defosuzlara da ek maliyet gelmiyor), hem yayım evleri/yazarlar (az kazandırıyor ama sürümü var), hem de çevre (geri dönüşüm için harcanan su ve enerji tasarruf ediliyor) açısından en iyi seçenek o görünüyor.