Küçükken neler beslemek istemedim ki:) Civciv tutkum depreşirdi her yıl belli zamanlarda. Pazarlarda, orada burada karton kutular içinde satarlardı. Tepine tepine ağlar, aldırmadan da susmazdım. Zavallı civcivler balkonda karton kutularda, sevmek adı altında işkencelerime maruz kalırlardı. Evin içine salar annemden bir sürü azar işitirdim. Biraz büyüyünce de köye gönderilirlerdi.
Her kurban bayramı öncesi koç büyütücem diye tuttururdum. Büyüyünce anladım, her bayram sabahı koçun kaybolduğunun yalan olduğunu.
İguana beslemek gibi bir hayalim oluştu bir belgeselden sonra. Uzun zaman istedim ama annem 'nereden alınabileceğini bul, alalım' deyip susturdu.
Yazlığın bahçesinde kaplumbağa bulup eve getirme, uğur böceklerini toplayıp kavanozlar içinde bakma denemeleri, vs...
Hangi hayvanı gördüysem istemişim sanırım...