Öğrenci evlerinin denetlenmesi demokrasi açısından ne kadar doğrudur?

Öncelikle şunu açığa kavuşturalım; bu ülkede bir gıdım demokrasi vardı, onu da AKP yok etti. Zira iktidarın demokrasi adına yaptığı hiçbir şeyin demokrasiye hizmet eden, veya demokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olan bir yanı yok. Bütün bunlar Türkiye'de İslami kuralları yavaş yavaş önce yaşamın sonra da anayasa ve kanunların içine sokmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Ayrıca bugün ülke "bir söylem başbakanın ağzından çıkar çıkmaz uygulanmaya başlamalıdır" diye düşünen vali, savcı, bakan vs. İle dolmuş durumdadır ve bu aslında bir faşizmdir, demokrasi değil. Hangi ülkenin yargı, yürütme ve yasama organları başbakanın ağzından çıkanları emir addeder? Birbiriyle yarışır uygulamakta? Ayrıca başbakan "ihbarlar alıyoruz" diyerek insanlara da öğrenci evlerini ihbara çağırmaktadır...
Kaldı ki bu evlerde yaşayanların 18 yaşını geçmiş ve yasal olarak reşit olmuş insanlar oldukları üzerinde durmuyorum bile...
Ancak bundan sonra hiçbir şey yapılmasa bile başbakan hitap ettiği ve üzerinden oy politikaları yürüttüğü cehaletin kafasına bir kere bu fikri soktu ve onlar için öğrenci demek "kızlı-erkekli" yaşayan ahlaksız insanlar demek oldu artık...
Kısaca öğrenci evlerinin denetlenmesi tamamen faşizan ve diktatörce bir açıdır (demokraside yeri yoktur) . . .

Ne kadar doğrudur? Derken bunun hiç bir doğruluk payını göremiyorum. Yalnızca muhalefet olmak için değil artık yapılan değişikliklere hangi yönden bakarsam bakayım, mantık çerçevesinde hiç bir şey göremiyorum. Özel hayata yapılan bu saygısızlığın neresi ne kadar doğru olabilir bilemiyorum ama bunun ilerleyen basamaklarında mutlaka karma eğitimle ilgili çalışmalar olacaktır. Demokrasiye uygun hiç bir değişiklik yapılmadığı gibi dayatmaları da demokrasi paketi altında çok güzel süsleyebiliyorlar. Kendi doğrularını dayatmalarla çok da güzel yediriyorlar. Ülkenin gerileyişini her geçen zaman izliyoruz ancak elden bir şey gelmiyor. . .

Tartışma konusu bile olmaması gerekir.