Olası bir Amerika-Türkiye Savaşı olur mu?

Olsaydı şimdiye kadar çoktan olurdu.

ABD, NATO'nun baş aktörü olarak, kendi müttefikiyle sıcak savaşa girmez.

Ortaçağ, Yeniçağ bunlar kapanalı çok oldu yahu. Bire bir savaşlar da geri de kaldı. Artık ülkeler birbirlerini güçlerine göre zaten ele geçiriyorlar ki kabul edelim ABD bizden daha güçlü şu konjöktürde ve içimizde de bir sürü kilit isimleri mecvut. Yalnız gezi olaylarıyla olası savaşı kıyaslayan arkadaşa değinmeden geçemeyeceğim. O nası bi savunma yahu. :)

Bire bir bi savaş olmaz sanıyorum ama yeni bi dünya savaşında rakibimiz olacağı kesin gibi

Savaşların hepsinin nedeni ekonomiktir. Tabii ki ABD-Türkiye savaşı da olabilir hatta birebir savaş bile olabilir. ABD'nin Orta Doğudaki petrollerine göz diktiğimiz anda böyle bir savaş çıkar. Ya da Filistin'i kurtarma operasyonu dahilinde ABD karakolu olan İsrail'e saldırırsak yine kendimizi ABD ile bir savaşın içinde bulabiliriz.

Olmaz. ABD kendini tehlikeye atmaz. Gezi olaylarında halkın direnişini Türk-Kürt-Laz-Ateist-Satanist hepsinin milliyetçilik ilkesiyle bir olduğunu gördük. Başlasa da başlamadan biten bir savaş olacaktır.

Kapitalist bir sistemin yükseldiği yerde savaş yapmazlar.

A.B.D., masonların kurduğu bir devlettir ("Amerika'yı kuran masonlar" yazarak Google'da aratın), Dünya'da en istemedikleri şey ise gerçek İslam'ın söz sahibi olmasıdır. Yani İran'daki cahil veya Işid'deki senaryocu İslam değil. Çünkü gerçek islam ve kapitalist yaşam arasında siyah ve beyaz kadar fark vardır.

Anadolu'da, bundan 100 yıl öncesindeki gibi gerçek islam söz sahibi değildir. Çünkü günümüzde anadoluya hakim olan devlet ilk kurulduğunda Mason vizyonu ve misyonu ölçüsünde kurulmuştur ("Fransız Tarihçi "Atatürk Masondu" yazıp aratın Google'da). Dikkat ederseniz İslam devleti zamanında İstanbul'daki mason locaları yeni devlet kurulduktan (yani localar görevini tamamladıktan sonra) kapatılmıştır. Geçen son yüzyılda İslam devlet'nin neredeyse zıttı bir devlet sözkonusudur. Yani Amerika'nın istediği gibi. Örneğin: Anayasa Kuran olmadığı gibi Kuran'ı devletten ayrı görür.

Şuanda üzerinde müslüman çoğunluğu olan ama devleti kapitalist olan bir milletiz. Yani çoğu müslüman dinini hristiyan gibi dünyevi olgularla (materyalist) yaşamakta,toplum genelinde parasız yaşam düşünülememekte, bankalara başvurulmakta (çünkü faiz anlayışı meşrulaşmış), araba (petrol) kullanımı ideal (!) seviyede bunun paralelinde ise araba ve petrol üretimi düşük, eğitim halen materyalizme yoğunlaşmış, manevi düşünce ise irtica gibi görülmekte. Yani Türkiye'de birçok önemli mesele A.B.D.'nin istediği kapitalist zemin üzerinde döndüğü için Türkiye ile savaşmak için rahatsız edici bir sebep göremiyorlar.

Ama ne zaman bu müslümanlar kapitalizmden (bankalardan, faizden, paradan vb.) vazgeçer ve insanın varoluş tabiatına uygun bir islamı yaşamaya tekrar başlar; işte o zaman A.B.D. belasıyla yüzleşiriz. Geçmişte Abdülhamit'in, günümüzde Arapların yüzleştiği gibi...

Mesela Arap dünyasına bakınca henüz Türkiye kadar kapitalist sistem ve kontrolü sağlayabilmiş devlet yapılanmaları görülmemekte. Ondan dolayı sürekli yalan dolanla arapların aralarını açmaya çalışıyorlar ve bunu başarabiliyorlar da. Dikkat ederseniz Dubai kapitalizmin en yüksek olduğu arap ülkesidir ama neredeyse sıfır çatışma,bölünme haberi alıyoruz ordan. İstiyorlarki diğer arap ülkeleride Dubai veya Türkiye gibi özünden uzak bir kıvamına gelsin.

Kısacası; Amerika'nın savaşma amacı temelde; islamlaşan nizamı bozma ve ticari altyapı kurma vizyonundan kaynaklı. Mesela islam senaryosuyla karşımıza çıkan Işid, bulduğu türbeye ve islam yapısına kepçeyle saldırır yıkar ama islama en çok zarar veren ülkelerden biri israile, yanıbaşında olmasına rağmen bir tane bile saldırısı olmaz. Türkiye'de böyle bir harekete gerek duyulmamakta (yani sahte islam örgütleri vb.) dediğim gibi kapitalist sistem oturmuş vaziyette.

Bundan dolayı Amerika-Türkiye savaşına gerek duyulmuyor bence.

A.B.D. ile savaşı en son Abdülhamit yapmıştı. Hatta Necip Fazıl'ın tek cümlesi vardı bu meseleye dair "Abdülhamit'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır" diye. Tabi bu tarihi bir bakış açısı. Aslında Abdülhamit'in anladığı İslam'ı anlamak sadece tarihte olan biteni değil, olmuş ve olacak herşeyi anlamak olacak.