Sadece Shakespeare eserleri için değil,bu bütün çeviriler için geçerli bir şey.Çevirileri okuduğunuzda tabii ki anlarsınız ama orjinalini okuduğunuzda aldığınız tat çok başkadır.Ben İngilizce bilmeden önce Shakespeare'in abartıldığını düşünenlerdendim.Ama artık eserlerini okumaktan gerçekten hoşlanıyorum.Eski İngilizce'nin büyüleyici bir havası var.Okumak ve dinlemek çok keyifli.Şöyle bir örnek vereyim.Bu Shakespeare'in sonelerinden birisi.Önce İngilizce yazıyorum.Sonra da Türkçe çevirisini.
Is it thy will thy image should keep open
My heavy eyelids to the weary night?
Dost thou desire my slumbers should be broken,
While shadows like to thee do mock my sight?
It it thy spirit that thou send'st from thee
So far from home into my deeds to pry,
To find out shames and idle hours in me,
The scope and tenor of thy jealousy?
Oh,no,thy love,though much,is not so great:
Is it my love that keeps mine eyes awake;
Mine own true love that doth my rest defeat,
To play the watchman ever for thy sake:
For thee watch I whilst thou dost wake elsewhere,
From me far off,with others all too near...
Hayalinle açık kalsın ağırlaşan göz kapaklarım,
Baksın dursun mu istiyorsun ağırlaşan geceye?
Durmadan bölünsün mü yani sence uykularım,
Sana benzer gölgeler oynaşırken gözlerimin önünde?
Yoksa yanıma kendin yerine,
Ruhunu mu gönderiyorsun,
Yuvasından böyle uzakta ne yaptığımı gözlesin de,
Ayıplarımı yakalasın,
Nasıl aylaklık ettiğimi görsün,
Kıskançlığına yön versin,hedef göstersin diye?
Yok yok aşkın büyükse de o kadar da değil şu an.
Gözlerimi hep açık tutan benim aşkım aslında
Benim şaşmaz aşkım yine,diriliğimi bozan,
Durup dinlenmeden bekçilik ettiren senin uğrunda,
Senin nöbetindeyim ben,
Başka yerde sen uyanıkken.
Benden çok uzaklarda,
Başkalarına yakınken...