Facebook hesap bağlantınızı yeniden yapmanız gerekmektedir. Hesabınızı yeniden bağlamak için buraya tıklayınız.
Not: Hesabınızı bağladıktan sonra bu uyarı bir daha gözükmeyecektir.Tamam
Soru, Konu, Kişi ve Yazılarda aramak için yazmaya başla
Şevki Yeşilpınar
Felsefe Öğretmeni1321 puan
Uğur Çakmak
Android Uygulama Geliştiricisi13967 puan
Hakan Damar, Elimizde yeterli veri olmadığından, kararsız bir noktadayım. Kendime şu soruyu sormuştum; Eğer ben bir kopya olsaydım bunun farkına nasıl varabilirdim? ve/veya nasıl ispat edebilirdim? Bana birebir benzeyen ama farklı hayat tecrübeleri yaşamış bir insanın olması bunu ispat edemez. Tek yumurta ikizleri ve tamamen ayrı bölgelerde, ayrı ailelerden doğmuş ama birbirine adeta birebir benzeyen insanlar var dünyada. DNA karşılaştırması sonrası ancak anlaşılabilirdi sanırım, ki DNA karşılaştırmasının bile yanıltıcı olabilir.Temel bilimlerde tanımladığımız ölüm olgusu, bilinç transferi mevcut olduğu bir zamanda nasıl tanımlanacak. Bir insanın bilincini başka bir bedene aktardığınızda, diğer biyolojik beden ölüyor ve yeni biyomekanik bedende 1 saat içinde uyanıyor diyelim. Şimdi bu yeni kişi eski kişinin uyumadan 1 saat önceki bütün bilgisine sahip ve kendisini o kişi sanıyor ama aslında biyolojik bedeni ölmüş, beyni dahil. Bu transfer işlemi sadece beynindeki bilgilerin bir kopyasını alıp dijital bir ortama, bir makineye aktarmış. Bilinci dijitalleştirdiğimizde bunu N sayıda kopyalayabiliriz. Her biri farklı deneyimler yaşayarak bir birinden zaman içerisinde ayrılabilir ama ilk baştaki biyolojik orjinal bilinç bu durumda ölü müdür? yoksa yaşıyor mudur? Bu noktada karşımıza iki senaryo çıkıyor; birincisi, aslında biyolojik bedenin biyomekanik bir kopyasını oluşturmuş oluyoruz. İkincisi, bilinç dediğimiz şey zaten bu bilgi ağı olduğundan sadece biyolojik beden ölüyor, ama bilinç yeni bedende yaşamaya devam ediyor. Bütün problem; Eğer istersek, bu bilinci N sayıda çoğaltarak N sayıda kopya elde edebileceğimizden bireysellik olgusu yok olmuş oluyor. Yani; 25 tane Hakan, 40 tane Uğur yaratabiliriz.2050 tahmini evet biraz iyimser bir gelecek, fakat bilimin bulunduğu nokta ile bilimsel çıktılar sonucu teknoloji üretebildiği nokta farklı olduğundan 2050, 2060 gibi en azından biyolojik bedenimizde çok daha uzun yaşabilecek bilimsel gelişmeleri uygulama noktasına gelmiş olabiliriz. Örnek vermek gerekirse, şuan Google Glass, Microsoft Hololens gibi AR ve VR uygulamalarını USA hava kuvvetleri 1992'de pilotlarına kullandırtıyordu. Tabi 24 yıl önce kullanmaları bunun 24 yıl önce keşfedildiği anlamına gelmiyor. Özellikle askeri bir teknolojinin uygulanması yıllar alan çalışma ve testler sonucu onaylanıyor. Bu da en iyi ihtimalle 30 sene önce Amerika'da bu teknoloji zaten keşfedilmişti diyebiliriz. Şuan yıl 2016 ve biz daha basit seviye giyilebilir teknolojilere erişimde bile zorlanıyoruz. Aradaki ucurum maalesef bu örnekten de ileri. Topluma göre 2050 bilime göre aslında 2120 diyebiliriz :)
Uğur Çakmak, Yukarıda bahsettiğiniz senaryolardan ikincisi aklıma daha çok yatıyor ve dediğiniz gibi bilinç elimizde olduğu için birden çok aynı bireyden yaratabiliriz. Filmlerdeki gibi bir kaos yaşanır mı acaba :) Neyseki insanlığa ve her şeyin daha iyiye gideceğine inancım tam :) Detaylı yorumunuz için teşekkür ederim.
Gökhan Biçer
Denizci8853 puan
İlgili Sorular
Teknoloji
Zeka
Felsefe
Sosyal hesaplarınla üye olFacebook · Twitter · Linkedin
Üyeler Kullanım Şartları'nı kabul etmiş olur.
İstatistikler
Konu Başlıkları
Yanıtsız Sorular
Rüyalar geleceğe dair bilgiler içerir mi?
Yaşamın genel çizgileri, üç şeyle karşılaşmaktır : 1)Gelip geçmiş şeyler 2)Gelmeyip geçmiş şeyler 3)...
Düzeltme kaydedildi :) Lütfen sayfayı güncelleyin.
Düzeltme gerçekleştirilemedi!
Toplam 0 düzeltme bulundu. 0 ms.
Şikayet etmek istediğinizden emin misiniz?
Evet, RaporlaHayır, Vazgeçtim