Freidoune Sahebjam isimli romancının Soraya'yı Taşlamak isimli eserinden sinemaya aktarılmıştır. Filmde içimi kemiren en büyük duygu "Erkek egemen bir toplumda kadının kendisine atılan bir iftira karşısında ki çaresizliği" olmuştur. Aldığı eleştirilerin çoğu "senaryo bu kadar sağlamken filmin gelişi güzel bir amerikan filmi hafifliğinde" işlenmiş olmasıdır. Keza bende bu eleştirilere katılmakla birlikte konunun her halükarda filmi kurtardığını ve vermesi gereken mesajı açıkça verdiğini düşünüyorum.
Körfez Savaşından bir kaç gün önce gösterime giren "Kızım Olmadan Asla" Amerikalı bir kadının Dr. Kocası ve tek kızlarıyla İran'a yerleşmesini konu alarak başlar. Kadının endişeleri vardır. Ve her geçen gün endişeleriyle daha çok karşılaşır ve yasal olarak kızıyla birlikte ülkeyi terkedemeyeceğini anladığında illegal yöntemlerle özgürlüğe ilk adım olarak Türkiye'ye doğru bir kaçış başlar. İzlenesi bir film.