Açıkça söylemek gerekirse ne gezi parkı ne de taksim umrumda. İster AVM yapsınlar ister rulo yapıp üzerine otursunlar.
Perşembe sabaha karşı yapılan müdehaleden sonra kız arkadaşımın zoruyla gitmek zorunda kaldım. Zıplamayan faşisttir gibi saçmalıkları aldırmadan dinledim, zıplamadım, faşist de değilim. 10-15 dakka takılır kaçarız dedim. Öyle olmadı herşey o kadar güzel, o kadar temizdi ki, dönemedim. Gece 4 gibi eve döndük, sabah kalktım işime geldim. Sonra baktik ki sabaha karşı polis alçakça ve çocukca saldırmış.
Akşamı iple çekmeye başladım. iş çıkışı Harbiye'den binlerce kişi ile birlikte yürümeye başladık. Tomalar, polisler üzerime doğru gelmeye, gaz bombalarını patlatmaya çalıştı. Bir saat geçmeden binler onbinler oldu. Polisi aşıp bir şekilde Divan Otel'e kadar ilerledik. Meydan sakindi ama meydana varan tüm yollarda polis hunharca saldırıyordu. Taksime doğru yürüyecektik, olmadı, taksimin ara sokaklarına kendimizi zor attık. Çatışmalar o kadar şiddetliydi ki bir otele sığındık, 3 dakika geçmeden polis gaz bombalarıyla saldırdı, otelin camları kırıldı. Saatler sonra oradan çıkarken, polis gaz bombası attı yine, hatunun üzerine çullandım arkamdaki çocuğun gözüne geldi. Gözü elinde doktor diye bağıran insan gördüm! Gelen ambulansı geri gönderen polis gördüm.
Bir şekilde sabaha karşı kaçtık oradan eve geldik. Dinlendik, limonlarımızı, maskelerimiz, sütlerimizi hazırlayıp tekrar yollara düştük. Beşiktaş'ta CHP'lilerin yürüyüşü vardı Taksim'e doğru yürüyorlardı. Sevcan'a dedim, gel bunlardan ayrılalım. Bunlarla tuvalete gitmem ben dedim! Mustafa Kemal'in askeri değilim diye ekledim. Sonra saçmaladığımı farkedip, şimdi başka dedim. İnönü'ye gelince x2 olduk muazzam bir kalabalıkla orada birleştik ve Gümüşsuyu'ndan yukarı çıktık, ne engel ne de Polis vardı. Hatta millet işkillendi, arada bir duraklıyorduk, alla alla nerede lan bunlar diye. Neyse sonra meydana vardık. İnsanlar orada evet polisi tahrik etti, yaptım, başındaydım! Ama yaptıkları 3 günlük zulmün karşısında istemsiz birşeydi bu! Eğer orada bulunmadıysanız, polis taksimden çekilmedi, götüüüm götüüüm kaçtı, canını kurtardı. Gaz bombaları tekrar ateşlendi, kaçmak için manevra alanı yarattı polis kendine, otobüsler geldi partopar binip gittiler.
Taksim artık kurtarılmış alandı! O 300-500 kişiye o zulmü yapanlar siktirolup gitmişti.
Gece eve, Beşiktaş'a dönüyorduk, Taksim bayram alanı, Beşiktaş cehennemdi. Beşiktaş'ı anlatmaya gerek yok. ÇARŞI vardı desem yeterlidir. Polisin kaskını almış kafasına geçirmiş adam gördüm :) Polis kovalayan adam gördüm, barikat kurmak için 1 km elden ele zincir kuran insanlar gördüm, kokoş diye suratına bakmayacağın karıların nasıl militanlaştığını gördüm, nasıl nene hatuna dönüştüklerini gördüm. 10 dk'da 3 metre barikatı yoktan vareden halkı gördüm. Lan iş makinasıyla TOMA kovalayan adam gördüm ötesi var mı. Evlerin içine gaz bombası atan polisler gördüm.
Ve dün gece son olarak Çarşı ve polis anlaşt olaylar yatıştı.
Bu zamana kadar 1 Mayıs'a dahi gitmeyen, sokakta birşeyler başaramayan, kırıp dökmekle olmaz diyen, kaldırım sökenlere küfreden ben özür diliyorum. Bok attığım onca insandan özür diliyorum. Hayatımın en onurlu, en aksiyonlu, en huzurlu günlerini yaşadım sokaklarda.
Orda olmayanlar TV'lere, gazetelere, sosyal medyadaki çoğu şeye inanmayın. Pis kandırdılar beni yıllarca, siz de kanmayın. O sokaklardaki, o meydanlardaki yüzü maskeli insanlar orospu çocuğu değil. Hepimizden daha adam, hepimizden daha normal, daha vicdanlı insanlar hepsi bu. Elinde vicdanından başka birşey olmayan insanlara gaz bombalarıyla günlerce saldırırsan eline geçirdiği ilk taşı sana atacaktır. Bu gayet doğal ve normal. Çünkü çileden çıkmamak, zıvanadan çıkmamak mümkün değil.
Bu işe ne cumhuriyet mitinglerine, ne bilmem nelere benziyor bu apayrı. Bu insanlar organik halk! Bu insanlara görmeden, billmeden yaftalamak, provakatör, çapulcu demek vicdansızlıktır. Orda takım elbiseli çiçek gibi çocuklar, ibneler, orospular, ermeniler, rumlar, enteller, danteller, öğrenciler, teyzeler, devrimciler, kürtler, ak partililer, mhp'liler, chp'liler, devrimci müslümanlar velhasıl kelam herkes vardı! Her ne olursam olayım ben HALKIM! Lan sütün gazdan korunmak için olduğunu bilmeyen, getirdiği sütü sürünmek yerine içen adamlar gördüm lan, bunlar mı provakatör!
Evet orada hükümet istifa diye bağırdık, hükümetten alenen nefret ettik! Ama antidemokratik yollarla, askerden ondan bundan medet umarak devrim tellallığı yapmadı kimse! Adam ol, çeki düzen ver kendine, salyalarını bir temizle, düzgün konuş dedik sadece. Bu nedenle kimse ergenekona bilmem neye bağlamasın bu işi! Mis gibi organik, katıksız halk vardı orda.
Bir de dün arkadaşım aradı Trabzon'dan oturmuş ahkam kesiyor, göstericiler iyi ama çevresi kötü, yakıp yıkıyorlar provakatörler falan dedi suratına kapattım. Sövmekten iyidir. Orda olmadan, o insanlara dokunmadan, o insanlara bakmadan ahkam kesmeyin rica ederim, yapmayın bu vicdansızlığı! Lan ben bile gittim ya ben bile. 1 Mayıs'a gidenler sizlerden tekrar tekrar özür dilerim.
Gelgelelim basına. Cumartesi meydana girdiğimizde canlı yayın arabaları göbekte mevzilenmişlerdi. Araçların üstünde kameralar çekiyorlardı. NTV aracının önünden geçerken lavuk tuttu kamerayı bana çevirdi, dayanamadım! Ne çekiyorsun, yayınlayamayacağın şeyi niye çekiyorsun, kaç gündür bu kadar insana böcek gibi gaz sıkılırken nerdeydiniz falan diye bağırıp çağırdım. O ara millet gaza geldi, NTV'den birine kafa göz daldılar. Arabayı kullanılamayaca hale getirip üzerine aklınızın alamayacağı küfürler yazdılar. Satılmış medyaz yazdılar. Provakatörlükse bu ben provakatörüm Hacı. Gitse o bu yapsa zoruma gitmezdi bu kadar, NTV'sin lan sen günlerce karartma yaptılar Allahsızlar! Gram vicdan azabı duymuyorum.
Sakın basın emekçisi bilmem ne diye kimse savunmasın. Bu yavşaklar polisten beter. Polis gaz sıkar binlerce kişi etkilenir. Bunlar ekran yoluyla milyonları zehirlediler. Ama basın emekçi!