Aklıma bir sürü soru geliyor. Sonra sormaktan vazgeçiyorum. Sonra işitmekten, sonra yazmaktan...
Cemaatçi arkadaşlarımın gözleri nasıl da kör, nasıl da hukuk garabetlerini görmüyorlar diyordum.
Çok şükür. Onu da gördük, onu da gördüler...
Allah'ın bahşettiği bu günlerde, tabiri caiz ise "hidayet" yollarında umarım, 'Gezi' yi, hukuktan yoksun dava defterlerini, adını zikretmeye ürktüğüm ve fakat zerre üzüntü duymadıkları kanunsuz soruşturmaları bir kez daha süzerler...
Sadece, herhangi bir önyargıya maruz bırakmadan...
Ne zamanki süzerler, o zaman belki gerçekten 'bir' oluruz.
Ve fakat hala diyorlarsa ki, o başka, zira içinde biz yokuz...
O başka...
Gerçi ben yine üzülürüm, "insan" olduğum için, hangi yan'ım bu derim? Hangi karanlık yan'ım? Madem 'Bir' iz.
Bu dünya, bu ülkede böyle. Bugün bana, yarın sana, o yüzden boşuna dememişler hukuk bir gün herkese lazım diye...
Neyse işte insanoğluyuz sonuçta, bazen menfaat dengesi ağır basıyor, hoş görüyorum... Zira bugüne kadar hep hoş gördüm. Kanlı bıçaklı kavgaya tutuşmak isteyen arkadaşlarımı da, aynı yolda yürüdüğüm ve fakat bazen ayrı düştüğüm dostlarımı da... Zira doğru bildiğimi kim değiştirebilir ki benden başka.
Hepimizin söyleyecek yüzlerce sayfa cümlesi var, apolitik sanılan bir kuşağın, binlerce cümlesi...
Siyasetten anlamadığımı daha önce söyledim, merakımda yok. Ancak hukuk nosyonuna sahibim çok şükür... Hukukçuyum demiyorum, zira ne çok hukukçu var...
Yeni bir yıla girerken, dilenecek çok dilek var, ben o dilekleri yeni yıla bırakıyorum. Fakat makro dileğim; 'Unutmayı çok iyi bilen, çok seven, mazlumun ! Kan kardeşi Aziz milletimin, bu kez unutmaması. .
Zira, biz çok iyi biliriz