Zeynep Kılınç, 

Tabii ki olmamalı. Okul öncesi dönem ailenin çocuğunu kendi kültürüne göre yetiştirebileceği, onunla yoğun olarak ilgilenebileceği tek dönemdir. Tek tip insanlar yetiştirmek istemiyorsak ki istemiyoruz. Bu dönemde ailelerin seçim hakkı olmalıdır.
Kaldı ki pedagojik olarak baktığımızda da çocuk, doğumundan 1 yaşına kadar oral, 1-3 arası anal ve 3-6 arası da cinsiyetleri, onların görevlerini vb öğrendiği fallik dönemini yaşar. Fallik dönemde anne ve babadan yeteri kadar sevgi, babadan da yeteri kadar otorite almayan çocuklar ileride kendine güvensiz, erkeklerde bekaret düşkünü, kadın düşmanı, kadını döven hatta öldüren odipyus kompleksli insanlar olurlar, kızlarda hem odipyus hem de elektra kompleksi sık görülür. Kısaca psikolojik gelişimlerini dışarıya hazır bir şekilde tamamlayabilmeleri için çocukların 6 yaşlarına kadar mümkün mertebe çok aile içinde olmaları, aile ilişkilerine tanık olmaları gerekir.

Farklı bir cevap vereyim :)

Ortaokulda kitap kurduydum, okul kütüphanesine girişmiştim, çoğunu bitirmiştim, Türk Edebiyatı, Dünya Klasikleri...

Herkes sadece kütüphaneden bir kitap alabilirdi eve götürmek için, bana sınırsızdı. Kütüphaneciyle kanka olmuştuk, bazı zamanlar yerine bakar olmuştum, birkaç saat izin filan aldığında. Onun koltuğa oturur, ödünç kitap alacakların kartlarını alır, 3 gün sonralı kaşeyi hem onun kartına hem kitabın arkasındaki karta basar, sonra kutuda sırasına koyardım.

Neyse, o dönem Dr. Jivago yu okumak için almıştım, tuğla gibi bir roman. İsimler de rus olunca, arkadaş, kitabın 20 sayfasını okuduğumda, karakterleri unutuyorum, bu kimdi neredeydi nereye gitti derken, geriye dönüyorum. Uzun uzun ağdalı anlatımlar, farklı bir dünya, okuyorum ama anlayamıyorum. Tabi bunu kabullenemiyorum tekrar okuyorum. Valla 8-10 kere okudum, bitirdim de ama anlamamıştım hikayeyi, yıllar sonra filmini izledim de rahatladım :)

Dr. Jivago brrrrr... Hala itici gelir o roman, zaman yavaşlar akmaz resmen...

Eğer,
oyun oynamayı biliyorsan İLKOKUL;
okumayı biliyorsan ORTAOKUL;
kavga etmeyi biliyorsan LİSE;
sevmeyi biliyorsan ÜNİVERSİTE
hep güzeldir, en güzeldir... .

Şu ihtiyar bi adam vardı reklamlarda, sonra öldü diye haber çıkmıştı, hani diyordu ya;

-Ailen sevdiklerin yanındaysa, zaten bayramdır.

Düşüncelere sevk etmişti beni :) Neyse uzatmiyim, bayramınız mübarek olsun. (Resmi olursa kutlu, dini olursa mübarek)

Bi ilk olsun o zaman iyi bayramlar : D

Evet kutlar herkesin bayramını kutluyorum ve hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sevgiler

İyi nice bayramlarınız olsun. Sevgiyle...

Dini, milli, ciddi, yöresel, geleneksel, Noel, yılbaşı, aybaşı, doğum günü v. B özel, tüzel, resmi, gayrı resmi hiç bir günü ve bayramı kutlamıyor inploid taifesi. Maneviyetı zayıf haddinden fazla RAAD bi denişik kitle işte : -)

Ben de hayatım boyunca matematiğin m'sini gördüğümde kaçan birisi olarak bu soruya dilbilimsel bir açıdan cevap vermek isterim. Bizim aksimize Asya ülkelerindeki çocuklar matematikte çok başarılıdır. Örneğin Çince, Korece ve Japonca'da rakamları ifade eden sözcükler çok kısa. Bir rakam ortalama saniyenin dörtte birinde söyleniyor. Bu çocuklar 3-4 yaşlarında yüze kadar hızlı bir şekilde sayabiliyor. Yani dünyadaki çoğu çocuktan önde başlıyorlar.
Bir başka örnek verecek olursak biz kesirleri beşte üç şeklinde ifade ederken, Çince'de bu "beş parçadan üçünü al" anlamında bir kelimeyle ifade ediliyor. Diğer terimler de benzer şekilde gerçek anlamlarında ifade ediliyor. Yani Asyalı çocuklara matematik karmaşık gelmiyor. Kafalarında sayı tutmaları da çok kolay olduğundan daha hızlı işlem yapabiliyorlar. Tabi yapabildikçe matematikten hoşlanıyorlar ve daha çok çalışıyorlar. Bizim dilimiz maalesef matematikte çok karmaşık ve çocuklar zorlandıkça bu dersi sevmemeye başlıyor.

İngilizce: Why Don't Students Like School? - Daniel T. Willingham
Teach Like A Champion- Doug Lemov
Other People's Children- Lisa Delpit
The School and Society- John Dewey
Tao Teaching- Greta Nagel
Nonviolent Communication- Marshall Rosenberg

Türkçe:
Savaşçı- Doğan Cüceloğlu
Bir Bilim Adamının Romanı- Oğuz Atay
Saatleri Ayarlama Enstitüsü- Ahmet Hamdi Tanpınar
İletişim Çalışmaları ve Empati- Üstün Dökmen

Aklıma geldikçe yazarım.

Warya şu motoru nasıl kullanıyorsunuz arkadaş?

Cevabım ise her seferinde belli.

Kıçımla.

Yok hemen yanlış anlamayın edepsizlik olsun diye yazmadım. Walla doğru. Motosiklet denilen alette bilinenin aksine gidon ile değil, makinanın denge noktasını değiştirerek viraj alınır. Bunu da kıçı ile yapar pilot. Teknik bir durum yani :)